Depremlerin KKTC Ekonomisine Maliyeti Ne olacak?

Prof. Dr. Mustafa Besim, yaşanan depremler sonrası KKTC ekonomisine maliyetini açıkladı. Besim, hızlı adım atılmazsa önümüzdeki süreçte yaşanacaklara dair karamsar bir tablo çizdi.

Selda Bektaş
03/03/2023 15:44
Depremlerin KKTC Ekonomisine Maliyeti Ne olacak?
Prof. Dr. Mustafa Besim, yaşanan depremler sonrası KKTC ekonomisine maliyetini açıkladı. Besim, hızlı adım atılmazsa önümüzdeki süreçte yaşanacaklara dair karamsar bir tablo çizdi. Türkiye’deki depremlerin maliyetinin 50 milyar dolar civarında olması beklenirken, ekonomistler depremin Türkiye ekonomisinin %10’unu vurduğunun altını çiziyor. On binlerce can kaybının yaşandığı depremlerde 10 il büyük hasar alırken, son iki yıldır Türk Lirasının büyük oranda değer kaybettiği, enflasyonun ikili rakamları geçtiği Türkiye’de önümüzdeki süreç daha da zor olacak.  Türkiye’deki ekonomik sıkıntı büyük oranda KKTC’ye de yansıyacak. Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İşletme ve Ekonomi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Besim, önümüzdeki süreci KIBRISLI’ya değerlendirdi.

TÜRKİYE’DEKİ EKONOMİSTLER NE DİYOR?

Prof. Dr. Mustafa Besim’in değerlendirmelerinden önce kabataslak depremin Türkiye’ye maliyetlerine de bakmak gerekiyor. Birgün Gazetesi Ekonomi Yazarı Hayri Kozanoğlu’na göre depremin 50 milyar dolar civarı bir maliyeti olacak.

SEKTÖREL BAZDA ETKİLERİ…

Kozanoğlu analizinde, “Depremin ekonominin %10’unu vurduğunu söyleyebiliriz. Deprem bölgesinin GSYH’deki ( Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) payı %9.3 iken; bu oran tarımda %14.3’e çıkarken, hizmetlerde %7.1’e kadar düşebiliyor. Katma değer olarak sanayi üretiminin %11.2’si, inşaat sektörünün %7.1’i, finans ve sigorta sektörünün %4.4’ü depreme konu 10 ilde gerçekleşiyor. 2022 itibarıyla 10 ilin ihracattaki payı %8.72, bu da 19.76 milyar dolara denk geliyor. Bazı ürün gruplarında deprem bölgesinin ihracattaki ağırlığı daha yüksek. Örneğin, bu oran halıda %69.4, tekstilde %32.1, hububat ve baklagillerde %30.5, taze meyve ve sebzede %22.1’e kadar çıkıyor” diyor.

KISA VADELİ İHTİYAÇLAR 25 MİLYAR DOLAR…

Prof. Dr. Selva Demiralp da BBC Türkçe’de yaptığı değerlendirmede, depremde evleri hasar görmüş yaklaşık 1 milyon kişinin bir yıl barınma ve yaşama ihtiyacı için 3-5 milyar dolar; yeniden yapılacak konutlar için de asgari 20 milyar dolar olacak şekilde kısa vadeli acil ihtiyaçlar için yaklaşık 25 milyar dolarlık bir maliyet öngörüyor.

KKTC’YE MALİYET: KARANLIK BİR TABLO…

İthalatın büyük oranda Türkiye’den yapıldığı KKTC’de enflasyonun sabit gelirliler için bir kabusa dönüşeceği kesin. Maliyetlerin artmasının yanında Türkiye ile imzalanan mali işbirliği protokolleri ile ülkenin altyapısına aktarılacak kaynaklarda da aksamalar yaşanacak. Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İşletme ve Ekonomi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Besim’e göre, bütçesinin yüzde 30’a yakını Türkiye Cumhuriyeti finansmanına bağlı KKTC ekonomisi ciddi ölçüde sarsılacak. [caption id="attachment_19722" align="alignnone" width="738"] DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Besim, depremlerin KKTC ekonomisine yasımalarını KIBRISLI'ya değerlendirdi.[/caption] Besim, spesifik ve hızlı adımlar atılmazsa hali hazırda yüksek enflasyondan ağır şekilde darbe alan küçük esnaf, dar gelirli ve asgari ücretliler için tablonun iyi görünmediği belirtiyor. Prof. Dr. Mustafa Besim, bu süreçte turizm, yükseköğretim ve inşaat sektörlerinin olumsuz etkileneceğini, gelirlerin düşeceğini, işsizliğin artacağına dikkat çekiyor: "Turizm ve yükseköğretim doğal olarak bu süreçten olumsuz etkilenecektir. Diğer taraftan İskenderun Limanı’nda çıkan yangın nedeniyle demir, çelik, çimento gibi inşaat sektörünün ham madde sevkiyatlarının aksaması ithalatımızı, dolayısıyla ticaretimizi de olumsuz etkileyecektir. Bunun ötesinde Türkiye’nin içine düştüğü bu durumu düzene koyması için enerjisini doğal olarak ülke içine yöneltecektir. KKTC’nin ihtiyaç duyduğu mali protokoller çerçevesinde anlaştığı mali transferler daha zor gerçekleşecektir. Zaten yapısal olarak sıkıntıda olan bütçemizin daha fazla etkilenmesine neden olacaktır. Bildiğiniz gibi Türk Lirasında yaşanan değer kaybıyla, yüzde 94 civarında çok yüksek bir enflasyon yaşadık. Bu da alım gücünü çok etkiledi. Zaten iyi değilken bir de bunun olması gerçekten durumu çok daha kötü bir hale getirdi. Gelirlerde azalma olacak, alım gücü daha da düşecek. Bir ölüçüde bu işsizliğimizin artmasına, devlet gelirlerinin de azalmasına neden olacak."

"HÜKÜMET NET ADIMLAR ATMALI, HIZLA HAREKETE GEÇMELİ"

Her krizin, KKTC ekonomisinin kendi ayakları üzerinde duran bir yapıyı oluşturması gerekliliğine işaret ettiğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Besim, “Devleti yönetenler acilen harekete geçmeli” diyor. Besim yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor: Kıbrıs olarak, hükümetimizin yükseköğretim ve turizmle ilgili ciddi adımlar atması gerekir. Rusya’dan yüksek oranda turist gelen Güney Kıbrıs’ta AB ülkelerinin Rusya’ya ambargoları sonrasında turist akımı kesildi. Rum tarafı gerekli adımları atarak onun yerine başka bölgelerden turist getirdi, otellerdeki doluluk oranını tatmin edici bir seviyeye yükseltti. Türkiye’den azalacak turist sayısı, nokta atışı ile başka destinasyonlardan tamamlanmalı. Demir, çelik çimento gibi inşaat sektörünü besleyen ham maddelerin ithalatındaki aksamalar, önümüzdeki aylar daha da kötü olacak. Ulaşım sorunu hala devam ediyor. Gemi seferlerini artıracaksın; farklı limanlardan ürünlerin KKTC’ye gelmesi için adım atacaksın. Uçak bilet fiyatlarını daha uygun hale getireceksin. Çok kazanan sektörlerden daha iyi vergi toplayıp,  yatırıma kanalize edeceksin. Deprem yaşandı. Yükseköğretimde bile şuan çok net bir politika yok. Örneğin KKTC, ‘deprem bölgelerinde zarar gören üniversitelerde eğitimleri aksayacak öğrencilere kapılarımızı açıyoruz’ diyebilir. 10 kadar üniversitemiz var. İlgili bölümlere bu öğrenciler alınabilir. Yükseköğretimde kontenjanları artıracaksın. Deprem bölgelerindeki hem mevcut öğrencilerimizi hem de yeni başlayacak öğrenciler için Türkiye’ye imkanlar açacak, bunun tanıtımını yapacaksın. Biz orada mağdur olan öğrencileri, burada misafir etmeye, kapı açmaya hazırız. Bunlarla bu tabloyu biraz daha iyiye çevirebiliriz.  Biz adım atmıyoruz, politika üretmiyoruz. Haber/Selda Bektaş