Eğitimde tek taraflı dayatma… Öğretmen nakil sürecinde, kaos ve güvensizlik
2025-2026 eğitim-öğretim dönemi çalışmalarının en önemli ayağını oluşturan öğretmenlerin yer değiştirme ve nakil sürecinde, Eğitim Bakanı’nın cezalandırıcı tutumu, eğitimde yeniden kaosa yol açtı.
Ozan Çoli
2025-2026 eğitim-öğretim dönemi çalışmalarının en önemli ayağını oluşturan öğretmenlerin yer değiştirme ve nakil sürecinde, Eğitim Bakanı’nın cezalandırıcı tutumu, eğitimde yeniden kaosa yol açtı.
Eğitim Bakanı’nın talimatıyla, yıllardır yasa ve tüzük gereği KTOEÖS ile birlikte katılımcı ve şeffaf şekilde yürütülen nakil çalışmalarında, bu yıl sendika sürecin dışında bırakıldı. Bakanlık, öğretmen ihtiyaçları ve nakil işlemlerini tek taraflı olarak yürüteceğini açıkladı.
Eğitim Bakanlığı’nın yılların yerleşik teamüllerini yok sayarak bu süreci tek başına yürütme isteği, 2025-2026 eğitim yılına ve okullara nasıl yansıyacak?
Öğretmenlerin yer değiştirme ve nakil tüzüğü gereği nisan ayı içerisinde başlaması gereken bu sürecin ilk adımı, yani nakil bekleme listeleri, geçen yılki bölge, okul ve sıra bilgilerine göre güncellenerek yayımlanmalıydı. Ancak bu listeler, 15 gün gecikmeyle, 30 Nisan 2025’te, duyuru bile yapılmadan Bakanlığın web sitesine yüklendi. (KTOEÖS’ün önerdiği takvimde, sürecin 14 Nisan’da başlaması öngörülüyordu.) Görünen o ki, sadece tüzükte belirtilen nisan ayını kaçırmamak adına, listeler alelacele hazırlandı ve yayımlandı. Üstelik listelerde yüzlerce öğretmenin yer ve sıralarında hatalar bulunduğu öğretmenlerden gelen tepkilerden anlaşıldı.
Ardından yapılan açıklamada, öğretmenlerin 5 Mayıs 2025 Pazartesi günü mesai bitimine (15:30’a) kadar ilgili daire müdürlüklerine itirazlarını iletmeleri gerektiği belirtildi.
Nakil sırası bekleyen öğretmenler için önemli bir uyarı: Yayınlanan listelerde geçen yılki bölge, okul ve sıra numaralarınızı mutlaka kontrol edin. Hata tespit ederseniz, bunu itiraz dilekçesi ile ilgili daire müdürlüğüne bildirmeniz büyük önem taşımaktadır. Eğer listelerden haberiniz olmazsa veya süreci takip etmezseniz, sonrasında yayımlanacak kesinleşmiş listelerde ciddi mağduriyetler yaşayabilirsiniz.
İtirazını yapan öğretmenler ise, düzeltmelerin kesinleşmiş listelere yansıyıp yansımadığını dikkatle takip etmelidir.
Bu konunun eğitim açısından önemi büyük. Zaten 15 gün geç başlayan ve Bakanlık tarafından tek taraflı yürütüleceği açıklanan bu süreçte, en temel adım olan listelerin düzenlenmesinde bile bu kadar hata yapılmış olması, yüzlerce öğretmenin tedirgin olmasına yol açtı. Anlaşılan o ki, bu süreç güven bunalımı içinde, kaygılarla dolu, sorunlu bir planlama şeklinde ilerleyecek.
Eğitimin temel unsurlarından biri olan öğretmenler, özellikle Karpaz ve Lefke gibi bölgelerde çoğu zaman birden fazla okulda görev yapıyor. Yerleşim yerlerine uzak, toplu ulaşımın olmadığı bu okullara ulaşmak için sabahın erken saatlerinde yola çıkmak zorundalar. Çoğu zaman kendi aralarında organize olup bir araçla, iki-üç öğretmen birlikte seyahat ediyor. Aldıkları maaşın yarıya yakınını ise benzin, araç masrafları ve temel ihtiyaçlara harcıyorlar.
Bu nedenle, öğretmenlerin hem hak kaybı yaşamamaları hem de maddi ve manevi zarara uğramamaları için, yayımlanan her listede yerlerini kontrol etmeleri, üç gün içinde varsa itirazlarını yapmaları, dilekçelerinin bir kopyasını daireden alındı kaşesiyle geri almaları büyük önem taşıyor.
Tecrübelerim gösteriyor ki, bu işlemlerin Eğitim Bakanlığı tarafından tek taraflı yürütülmesi ve sürecin dışında bırakılan sendikaların deneyiminden yararlanılmaması, özellikle genç öğretmenler için büyük sıkıntılar doğuracaktır. Nakil sürecinde ciddi sorunlar yaşanması ve öğretmenlerin mağdur edilme ihtimali artmıştır.
Ayrıca, bu süreçte yaşanabilecek siyasi müdahaleler ve hatalı işlemler, öğretmenlerin sisteme olan güvenini sarsacak, moral ve motivasyonlarını düşürecektir. Bu durumun da eğitimin verimliliğini olumsuz etkileyeceğini Bakan ve bürokratları görmüyor mu?
Üstelik bu tür sistemsel hatalar geri dönüşü zor sonuçlar doğurduğundan, yeni eğitim yılına daha başlamadan sorunlarla girileceği şimdiden netleşmiştir.
Öğretmen nakilleriyle ilgili yaşanacak sorunların yeni eğitim yılına ciddi bir darbe vurabileceğini, çocuklarını okutan veya eğitimi önemseyen herkesin dikkatine sunmak isterim.
Bir diğer önemli konu ise, 2025 yılının ekim ayında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Seçim yasakları süreci etkileyebileceğinden, ağustosta yapılması gereken öğretmen atamaları, tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi eylül hatta ekim aylarına sarkabilir. Bu gecikmelerin, seçim stratejileri uğruna planlı şekilde uygulanması, Eğitim Bakanı’nın ve hükümet edenlerin tercihi olabilir.
Böyle bir durumda, 2025-2026 eğitim yılına okulların ve okul idarelerinin büyük oranda öğretmen ve yönetici eksiklikleriyle başlaması gibi devasa bir sorunla karşılaşmamız kaçınılmaz görünüyor.
Bu konularda deneyimli olan hükümet, bakan ve bürokratlar, süreci geçmişteki gibi olağan bir aksaklık gibi sunmaya çalışacaklardır. Geçen yıl da benzer şekilde okullar bir hafta geç açılmış, ancak kaybedilen bir haftayla ilgili hiçbir veli sesini çıkarmamıştır.
Bu yıl da aynı sessizlik devam ederse, siyaset ve bakanlık ellerini ovuşturarak bu süreci kullanacaktır. Bakan, ipleri eline alarak süreci tek başına yönetme niyetindeyken, sendikayı, şeffaflığı ve demokratik katılımı saf dışı bırakmış, seçim sürecini de kullanarak yandaşlara "oy karşılığı geçici öğretmenlik" havucunu şimdiden sallamaya başlamıştır.
Bu nedenle, işsiz ve sırası gelmiş olmasına rağmen atama bekleyen binlerce öğretmen adayını ve ailelerini buradan uyarıyorum: Yasal haklarınızı bugünden aramazsanız, yarın oldubittilerle karşılaştığınızda iş işten geçmiş olabilir.
Diyeceksiniz ki, nereden nereye geldin?
Maalesef bizim ülkemizde tilki ve kurt siyasiler böyle çalışıyor. Ne yazık ki toplum olarak da bu tür siyasilere çanak tuttuk; günü kurtarmaya çalışırken büyük fotoğrafı hep kaybettik ve sonra yıllarca yakındık.
Eğitim bu toplumun vazgeçilmezidir. Başka bir kurtuluş yolu yok. Eğitim aksarsa ülke de aksar. Bugün yaşadığımız sorunların çözümü yine eğitimdedir.
Eğitimde yaşanan ve yaşanacak olan sorunlar, siyasi beceriksizliklerin ve şahsi çıkar uğruna geleceği satmaya kalkışanların eseridir.
İşte böyle dostlarım.
Kalın sağlıcakla…