Jiu-Jitsu’nun 88 yaşındaki efsanesi Grandmaster Flavio Behring Locus’ta

Brezilya Jiu-Jitsu’nun yaşayan efsanelerinden, 9. derece kırmızı kuşak sahibi 88 yaşındaki Grandmaster Flavio Behring, 24-28 Haziran tarihleri arasında Girne’deki Çok Amaçlı Spor Merkezi Locus’ta düzenlenen “BJJ Master Class” seminerine katılarak, onlarca yıllık bilgi ve deneyimini katılımcılarla paylaşıyor. Bu özel etkinlik, Jiu-Jitsu tutkunları için benzersiz bir öğrenme ve ilham alma fırsatı sunuyor.

Yalnızca teknik bilgisiyle değil, hayat tecrübeleriyle de tanınan Behring, katılımcılara derinlikli bir deneyim sundu. Seminerin ev sahipliğini ise Behring’in uzun yıllardır öğrencisi olan ve ekolünü Kuzey Kıbrıs’ta sürdüren eğitmen Juliano Baraqueti üstlendi. Nesiller arası bilgi aktarımının öne çıktığı bu özel buluşma, yalnızca bir spor etkinliği değil, aynı zamanda bir yaşam dersi niteliğindeydi. Behring ve Baraqueti, bu özel ziyaretle ilgili KIBRISLI Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu.

“KENDİME İNANMADIĞIM BİR ANDA HER ŞEY DEĞİŞTİ”

Jiu-Jitsu yolculuğunun 1947’de, henüz 10 yaşındayken başladığını anlatan Behring, o dönem zayıf ve korkularla dolu bir çocuk olduğunu söylüyor. “Babam beni Hélio Gracie’nin evine götürdü. O ilk adımı attığımda Jiu-Jitsu’da yeterli olamayacağıma inanıyordum,” diyen Behring, 14 yaşına geldiğinde hayatında büyük bir kırılma noktası yaşadığını belirtiyor: “Bir şey oldu, adeta bir mucizeydi. Güçlü, enerji dolu, hayatla daha barışık bir çocuk oldum.”

“SADAKAT, BIRAKMAMI İMKÂNSIZ KILDI”

Bugün 77 yıldır Jiu-Jitsu pratiğini sürdüren Behring’e göre, bu kadar uzun süre boyunca bir sanata bağlı kalmanın sırrı sadakatte yatıyor. “Sadakat, hayatınız boyunca sahip olmanız gereken temel bir değerdir,” diyen Behring, Jiu-Jitsu sayesinde neşeyle dolu, kendini gerçekleştirmiş bir insan gibi hissettiğini söylüyor: “Bu yüzden bırakmak asla bir seçenek olmadı.”

“KIBRIS’TAKİ ÇOCUKLAR GELECEĞİN TEMSİLİ”

Kıbrıs’a ilk kez gelen Behring, adanın doğasından çok, insan ilişkilerinden ve topluluk yapısından etkilendiğini belirtiyor. Özellikle çocuklara yönelik eğitimlere dikkat çeken Grandmaster, “Profesör Juliano’nun çocuklara özgüven kazandırmaya yönelik yaklaşımı çok değerli. Bu sadece bir dövüş sanatı değil; çocukları hayata hazırlayan bir disiplin,” diyor.

“GENÇLER ÖNCE KENDİLERİNE İYİ DAVRANMALI”

Behring’in genç kuşaklara en önemli tavsiyesi ise, yaşamla olan ilişkilerini güçlendirmek: “İnandığınız şeyi yaşamak için kararlı olun. Ama daha da önemlisi, bedeninize, zihninize ve kalbinize iyi davranın. Hayat giderek zorlaşıyor. Güç, rakibinizde değil, sizde. Kendinize inanırsanız ayakta kalırsınız.”

“USTAMLA GEÇİRDİĞİM HER GÜN YENİ BİR DERSTİ”

Behring Jiu-Jitsu ekolünü Kuzey Kıbrıs’ta sürdüren eğitmen Juliano Baraqueti için bu ziyaret, kişisel bir gururdan öte, bir yaşam borcunun ifadesiydi. KIBRISLI Gazetesi’ne konuşan Baraqueti, hem ustasıyla olan bağını hem de bu buluşmanın ardındaki anlamı paylaştı.

“SADECE BİR ZEVK DEĞİL, BÜYÜK BİR ONUR”

Behring gibi bir efsanenin öğrencisi olmanın hayatındaki en büyük şans olduğunu vurgulayan Juliano, “Bu sadece bir zevk değil, büyük bir onur. Bugün olduğum her şeyi ona borçluyum. Nasıl öğrettiğim, nasıl düşündüğüm ve nasıl davrandığım onun etkisiyle şekillendi,” diyor.

“PANDEMİDE ONUN SÖZÜYLE KALMAYA KARAR VERDİM”

Juliano, 2019’da Kıbrıs’a taşındıktan kısa süre sonra başlayan pandemi sürecinde yaşadığı zorlukları da paylaşıyor. “Ailem Brezilya’daydı, her şey kapalıydı. Umudumu yitirmiştim. Ustamı arayıp geri dönmek istediğimi söyledim. O da bana, ‘Asla geri dönme. Kal, işini yap. Çünkü burada tohum ekiyorsun,’ dedi. O söz, hayatımı değiştirdi.”

“BİLGİSİ SADECE TEKNİK DEĞİL, ÖZÜ İNSANLIK”

Juliano’ya göre Behring’den alınan dersler yalnızca dövüş tekniklerinden ibaret değil: “Onun bilgisi çok daha derin. Teknik elbette önemli ama asıl öğrettiği şey, nasıl bir insan olunması gerektiği. Öğrencilerimin de bu teması deneyimlemesini istiyorum. Onunla geçirilen her an, yaşamın kendisiyle ilgili bir ders.”

“BURADA OLMAK HEM GÖREV HEM MİNNET”

Juliano, bu organizasyonu düzenlemenin sadece ustasına duyduğu saygının değil, Jiu-Jitsu’ya duyduğu minnettarlığın da bir göstergesi olduğunu vurguluyor: “Ustamı burada en iyi şekilde ağırlamak istedim. Jiu-Jitsu bana hayatımda sahip olduğum her şeyi verdi. Şimdi bunu başkalarına aktarmak benim görevim.”