Piyasalaştırılan eğitimde, geleceği aydınlatmak zorlaştırılıyor

2025-2026 öğretim yılında devlet okullarına kayıtta istenen rakamlar en düşük 2.000 TL ile 5.000 TL arasında değişiyor. Bu rakamlar, bir öğrencinin herhangi bir okula kaydı esnasında ödenmesi gereken miktarlar...

Ozan Çoli
02/07/2025 08:43
Piyasalaştırılan eğitimde, geleceği aydınlatmak zorlaştırılıyor

Devlet okullarında okul kayıt ücretleri her geçen yıl, öğrenci velilerini şikayete zorluyor. Bu yıl da kayıtlar konusunda öğrenci velilerinden şikâyetler yükselirken, Eğitim Bakanı “sindire sindire geçsin” taktikleriyle velilerden yükselen bu şikâyetleri kaale bile almıyor, önemsemiyor.

Geçen yıl, yani 2024-2025 öğretim yılı kayıtlarında devlet okullarında alınan kayıt ücretleri 500 TL ile 1.000 TL arasında değişiyordu. Öğrencilerin okula kaydı esnasında (Haziran ayı), velilerden gönüllü veya gönülsüz (zorunlu) her kayıt olacak öğrenci için bu rakamlar okullar tarafından talep edilmektedir.

Bu konuda okulları suçlayamıyorum çünkü Eğitim Bakanlığı'nın okullardan talep ettiği “hazırda bulunma” gereksinimleri ve etkinlik takviminin yerine getirilmesi için ayırdığı okul bütçeleri, sadece onda birini karşılıyor. Okul bütçelerinin bu durumu da Bakanlık tarafından biliniyor olmasına karşın, okul idarecilerine “siz halledersiniz” deniyor.

Okullara ayrılan bütçeler, herhangi bir okulun temizlik ve hijyen malzemelerini bile karşılamakta yetersiz kalıyor. Nüfusu 500 ila 1.000 öğrenci arasında değişen okulların boya, tamir, bakım ve istenilen etkinliklerin yapılması için sıfır denecek bir bütçeyle yeni eğitim yılına başladığını biliyoruz.

Yoğun bir nüfusun, 8 saat boyunca dar bir alanda okulda olacağını hayal edin; çeşmesi bozuluyor, tuvaleti kırılıyor, kapı kolu kopuyor, anahtar yaptırılması gerekiyor, su borusu patlıyor, elektrik malzemesi gerekiyor ve daha birçok ihtiyaç anlık olarak giderilmek zorunda kalıyor. Bunların tümü para gerektiren işlerdir. Okuldaki yoğun nüfusun eğitime devam edebilmesi ve okulun normal seyrinde devam edebilmesi, tüm bu çıkan ihtiyaçların anlık olarak giderilmesine bağlıdır.

Dolayısıyla bu sorunları bilen ve yeni eğitim yılına başlayacak okul idareleri bu paraları talep etmek zorunda kalıyor. Aksi takdirde başarısızlıkla suçlanabilmektedirler.

Ancak madalyonun öbür yüzünde, bu paraları ödemesi gereken aileler var ve orada durum maalesef çok kötü. Asgari ücretin bile enflasyonun altında belirlendiği bu ortamda, en alt gelir grubunda bulunan ve geçim konusunda bile zorlanan aileler, istenen bu rakamları ödeme konusunda ciddi sorunlar yaşıyorlar.

2025-2026 öğretim yılında devlet okullarına kayıtta istenen rakamlar ise en düşük 2.000 TL ile 5.000 TL arasında değişiyor. Bu rakamlar, bir öğrencinin herhangi bir okula kaydı esnasında ödenmesi gereken miktarlardır.

Bu rakamları baz alarak geçen yıl ödenen rakamlar ile bu yıl ödenmesi istenen kayıt ücretlerinden yola çıkarak, oransal bir hesap yapacak olursak velilerimizin önüne nasıl bir ödeme tablosu çıkıyor, gelin birlikte bakalım:

 

2024-2025 Yılı Ücretleri

 

2025-2026 Yılı Ücretleri

 

En düşük

En yüksek

 

 

 

Okula Kayıt

   500 TL

 1.000 TL

 

 2.000 TL

   5.000 TL

OkulÜniforması ayakkabı 

 

5.500 TL

 

 8.300 TL

 

 

20.000 TL

 

 40.000 TL

Kırtasiye Malzemesi

 

1.200 TL

 

 2.000 TL

 

 

  6.000 TL

 

 12.000 TL

Çanta

   400 TL

 1.500 TL

 

  1.000 TL

    5.000 TL

Genel Toplam

7.600 TL

12.800 TL

 

29.000 TL

  62.000 TL

 

Okullara bağış rakamları üzerinden, oransal olarak diğer ihtiyaçların da artacağı varsayımıyla bu rakamların aile bütçelerinden ayrılması, dar gelirli ailelerin çok fazla zorlanması anlamına gelmektedir.

Ortaöğretim çağındaki öğrenci velileri için durum daha da vahim hale geliyor. Teknolojik aletler, bilgi depolayıcılar, aktarıcılar, cep telefonu, tablet veya laptop ihtiyaçlarını hesaba bile katmıyorum.

Uzun lafın özeti sevgili okurlarım, 2025-2026 öğretim yılında devlet okullarında okuyacak bir çocuk için, en düşük 29.000 TL ve en yüksek 62.000 TL bir paraya ihtiyaç duyulmaktadır. Asgari ücretin 37.818 TL olduğu düşünüldüğünde, bu rakamların ödenmesi için çok büyük fedakârlıkların yapılması gerekmektedir. Hele de iki çocuk okutuyorsanız, bu iş çok daha zorlayıcı hale gelmektedir.

Eğitimdeki tüm bu parasal ilişkiler, ödenecek rakamlar aileler için büyük bir tedirginlik ve parayı bulup buluşturma sürecinde, çocuklar da bu tedirginliği fazlasıyla yaşıyor. Aileleriyle birlikte yaşayan çocuklar, aile içindeki bu telaşta psikolojik olarak kendilerini bir yük olarak görmeye başlarken, suçluluk duyguları yaşıyorlar.

Çocuklarımız ve aileleri “okul başlıyor” sevinci yerine, okulların başlamasını bir kabus gibi yaşamaya başlıyor. Tüm bu badireleri atlatıp da okula başlayabilen çocuklarımızı, bu defa da okulların hazır bulunup bulunmadıkları, bina ve sınıflarının durumları, altyapı eksiklikleri, çağdaş laik bir eğitim mi yoksa dini ritüellerle dolu bir eğitim mi soruları, Bakanlık ve sendika kavgaları ve sıcak bir Eylül ayında konteyner sınıflarda mı eğitime başlanacağı kaygıları bekliyor.

Çocuk okutmak, onlara güzel bir gelecek sunabilmek, her geçen yıl daha da zorlaştırılmaktadır. Sosyal devlet anlayışından uzaklaştıkça bedeller artıyor. Eğitimde bunu vahşice yaşatıyorlar, çünkü toplumun yumuşak karnı burasıdır.

Teşhis doğru konmazsa, sorunlar her geçen gün derinleşerek kronik hale gelir, çareler ise tükenip gider.

Toplumu tüketmeyiniz…

Kalın sağlıcakla.

#okul kayıt ücretler#eğitim