Kombos: Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye’nin tüm engellemeleriyle mücadele ediyor

Rum Dışişleri Bakanı Konstandinos Kombos, Rum Yönetimi’nin Türkiye’nin tüm “engellemeleriyle” aktif şekilde mücadele ettiğini söyledi.

Kıbrıslı Gazetesi
24/08/2025 12:07
Kombos: Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye’nin tüm engellemeleriyle mücadele ediyor

Rum Dışişleri Bakanı Konstandinos Kombos, Rum Yönetimi’nin Türkiye’nin tüm “engellemeleriyle” aktif şekilde mücadele ettiğini söyledi.

Fileleftheros gazetesine röportaj veren Kombos, Türkiye’nin Rum Yönetimi’nin Gazze’ye gönderdiği insani yardımı engellemeye çalıştığını, ancak başarılı olamadığını iddia ederek, Türk tarafının Rum Yönetimi’nin her türlü çabasını baltalama konusunda “çok yaratıcı” olduğunu ve bunun, Türkiye’nin stratejik tercihi olduğunu ileri sürdü.

Habere göre Kombos, Gazze’ye insani yardımların devam etmesini hedeflediklerini, ancak bunun bölgedeki duruma bağlı olduğunu ifade etti.

Kombos, Türkiye’nin gerek üçüncü ülkelere yaptığı diplomatik baskılarla, gerekse insani yardımın uygulanabilirliği konusunda şüpheler yaratmaya çalışarak ya da çabalarının diğer dost ülkelerdeki çabalarla rekabet edebilirliği izlenimi yaratmaya çalışarak, konvansiyonel ve asimetrik çeşitli caydırma çabalarına başvurduğunbu öne sürdü.

Habere göre Kombos, "varoluşsal bir tehditle” karşı karşıya olduklarını iddia ederek, normallik yanılsamasına kapılmamak, endişelenmek ve durumu istedikleri gibi değil, gerçekte olduğu gibi görmek gerektiğini kaydetti.

Kombos, Türk tarafının Rum Yönetimi’ne yönelik geniş kapsamlı stratejisinin belirlediği şekilde hareket etmediği hiçbir diplomatik eylem olmadığını belirtirken, onlarca yıldır süregelen bu çabalarla başa çıkmanın sürekli bir mücadele gerektirdiğine işaret etti.

Türk devletleri örneğini baz alan Kombos, Türkiye’nin belli ülkelerin tutumuna Avrupa Konseyi, AB ortak bildirileri ve örgüte üye devletlerle diplomatik ilişkiler kurarak veya bu ilişkileri güçlendirerek tepki verdiğini gördüklerini belirtti ve bu sonuçların, Türkiye için ayrıcalıklı bir ortamda ortaya çıktığını kaydederek, bu örneğin; sonucun, meselenin özünü gösterdiği klasik bir örnek olduğunu söyledi.

Habere göre Kombos, yakın zamanda yaşanan başka bir olayda da, İngiltere’nin Türkiye Ticaret Elçisi Afzal Khan’ın KKTC’ye “yasa dışı ziyaret” düzenlemesiyle günün sonunda istifa etmek durumunda kaldığını ve herkesin, bunun “kendiliğinden gelen bir sonuç” olmadığını anlayabileceğini kaydetti.

Kombos, tüm bunların ötesinde “varoluşsal tehditle” karşı karşıya olduklarını ileri sürdü ve buna örnek olarak, “işgal rejiminin uydurma suçlamalarla” Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili süreci etkilemek, “intikam almak” ve “misilleme yapmak” amacıyla beş Rum’u tutuklamasını gösterdi.

Bu durumun kabul edilemez ve kınanması gereken bir durum olduğunu ifade eden Kombos, Türk tarafının insan haklarına saygı konusunda benimsediği tutumun “ne yazık ki” her türlü yasallık ve adalet kavramını ortadan kaldırdığını iddia etti.

Kombos “Eğer şimdi amaç, Kıbrıs Rum mallarının gaspı konusunda devam eden herhangi bir çabayı etkilemekse, AB üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti'nde uygulanan bir hukukun üstünlüğü ilkesinin olduğu ve meselelerin bu temelde ele alındığı hatırlatılmalıdır.” dedi.

Türkiye’nin eylemlerine ve Kıbrıs sorununda izlediği iki devletli çözüm politikasına kayıtsız kalmalarının mümkün olmadığını belirten Kombos, birtakım girişimlerde bulunarak müzakere masasında özlü görüşmeler yapılabilmesine yönelik koşullar oluşturduklarını söyledi.

Kombos, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, sosyal içerikli bir toplantı yapılması ya da iki liderin New York'ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelmesini bile kesin bir dille reddettiğini anımsadığını, ancak bazı konularla ilgili bir dizi gelişme yaşandığının göz ardı edilmemesi gerektiğini kaydetti.

Bu gelişmelerin yeterli olmadığına işaret eden Kombos, yine de bu gelişmelerin müzakerelere geri dönülmesini sağlayacak alanın yaratılmasına yönelik bir adım olmasını umduğunu dile getirdi.

Habere göre Kombos, bu konudaki iradelerinin açık ve ispatlı olduğunu, Kıbrıs sorununda hareketliliğe yol açan eylemlerde bulunduklarını, ancak tüm bunlar olurken, Türk tarafının “kısır tepkisiyle” karşılaştıklarını iddia etti.

Kombos tutarlı, samimi ve yapıcı olduklarını kanıtladıklarını; uluslararası hareketliliğin de bunun somut ispatı olduğunu belirterek, Türk tarafının ise olaylara hep “retçi” şekilde yaklaştığını ileri sürdü.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, küresel krizler dizisinin ortasında Kıbrıs sorununa kişisel olarak dahil olduğunu kaydeden Kombos, bunun önemi olduğuna ve bunu destekleyenlerin, Güvenlik Konseyi çerçevesinde kendileri olduğuna işaret etti.

Kombos, Guterres’in kararların belirlediği çerçevede gerekli ilgiyi gösterdiğini, ancak Türk tarafı defalarca dile getirdiği kabul edilemez tutumlarında ısrarcı olduğundan, Guterres’in, Rum Yönetimi’nin veya üçüncü tarafların sorumlu tutulabileceği bir konunun olmadığı göz önünde bulundurularak nihai sonucun ne olacağına bakmak gerektiğini söyledi.

Türk tarafının ekim ayındaki seçimin ardından nasıl hareket edeceğine dair kesin bir şey olmadığını kaydeden Kombos, Türk tarafının tutum ve iradesinin değerlendirilebileceği bir süreç yaratmak için geçmişte var olmayan alanı ve hareketliliği yarattıklarını belirtti.

Habere göre Kombos, çabaların Avrupa Birliği parametresi üzerinden devam ettiğini; Türkiye’nin çıkarlarının örtüştüğü noktanın burası olduğunu ve bu çerçevede, onların olumsuz tutumlarında bir değişiklik oluşturacak koşullar yaratılabileceğini dile getirdi.

Kombos, özlü müzakerelere geri dönme çabalarını sürdüreceklerini ve tartışacakları tek çerçevenin BM Güvenlik Konseyi çerçevesi olduğunu söyledi.

 

#Kombos