‘Anti-kanser besin’ gerçek mi, efsane mi?

Beslenme ile kanser arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar, bazı beslenme biçimlerinin ve gıdaların risk üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir.

Çağrı Özlütaş
07/09/2025 11:01
‘Anti-kanser besin’ gerçek mi, efsane mi?

Kanser, hücrelerin normal yaşam döngüsünü bozarak kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkan bir hastalıklar grubudur.

Sağlıklı hücreler belirli bir süre görev yaptıktan sonra ölürken, kanser hücreleri bu düzeni bozar ve çoğalmaya devam eder.

Zamanla bulunduğu dokudan diğer organlara da yayılabilme özelliğine sahiptir. Bu nedenle kanser, tek bir hastalık değil, farklı tipleri ve seyrine göre değişen çok yönlü bir durumdur.

BİLİMSEL KANITLAR NE SÖYLÜYOR?

Beslenme ile kanser arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar, bazı beslenme biçimlerinin ve gıdaların risk üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir.

Lif ve tam tahıllar: Meta-analizler, yüksek lif ve tam tahıl tüketiminin kolon kanseri riskini azalttığını ortaya koymuştur. Lif, sindirim sisteminde faydalı bakterileri besleyerek bağırsak sağlığını güçlendirir.

Akdeniz tipi beslenme: Zeytinyağı, sebze, meyve ve balık açısından zengin bu beslenme düzeni, uzun dönemli bir randomize kontrollü çalışmada meme kanseri riskini azaltıcı etki göstermiştir.

D vitamini: Takviye olarak kullanıldığında yeni kanser oluşumunu engellemediği görülmüş, ancak kanser nedeniyle ölüm riskini bir miktar azaltabileceği rapor edilmiştir.

Antioksidan takviyeleri: Yüksek doz E vitamini ya da beta-karoten kullanımının, özellikle sigara içenlerde, kanser riskini artırabileceği güçlü şekilde gösterilmiştir. Bu nedenle yüksek doz takviye önerilmez.

Kalsiyum: Takviye olarak alındığında bağırsak poliplerinin yeniden oluşma riskini düşürebildiği gösterilmiştir.

“ANTİ-KANSER BESİNLER” ÜZERİNE BULGULAR

Araştırmalar tek tek bazı gıdaların da kanserle ilişkisini incelemiştir:

Sarımsak ve soğan: Özellikle mide kanserine karşı koruyucu etkisi olabileceğine dair işaretler vardır, ancak kanıtlar kesin değildir.

Brokoli ve karnabahar: Bazı çalışmalarda mesane kanseri riskini azaltabileceği görülse de sonuçlar her zaman tutarlı değildir.

Yeşil çay: İçerdiği kateşinlerin prostat kanserine ilerlemeyi yavaşlattığını gösteren küçük klinik çalışmalar vardır.

Kahve: Düzenli tüketimin karaciğer kanseri riskini düşürdüğüne dair güçlü epidemiyolojik bulgular bulunmuştur.

Soya ürünleri: Asya toplumlarında yapılan çalışmalarda, düzenli soya tüketiminin meme kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir.

NE YAPMALI ?

Mevcut bilimsel kanıtların en önemli mesajı şudur: Tek başına mucizevi bir besin yok. Kanserden korunmada asıl etkili olan, beslenme örüntüsü ve yaşam tarzıdır.

Sebze, meyve, tam tahıl ve baklagil tüketimini artırmak, Zeytinyağı ve balık gibi sağlıklı yağ kaynaklarına yönelmek, İşlenmiş etleri ve kırmızı et tüketimini sınırlamak, Alkolü mümkün olduğunca azaltmak, Sağlıklı kilo korumak ve düzenli fiziksel aktivite yapmak, bilimsel araştırmaların en güçlü şekilde desteklediği korunma stratejileridir. Takviyeler konusunda ise temkinli olunmalı; yüksek doz antioksidan kapsülleri fayda sağlamadığı gibi zararlı da olabilir.

Sonuç olarak, kanserden korunmanın yolu çeşitliliği bol, dengeli ve doğal besinlerle zenginleştirilmiş bir yaşam tarzından geçmektedir.

Haftaya görüşmek dileğiyle, sağlığınız eksik olmasın.

#kanser