Beslenmedeki küçük değişiklikler cildi nasıl güzelleştirebilir?
Yeni bir krem ya da güzellik takviyesine servet harcamak yerine, beslenmenize yapacağınız birkaç küçük güncellemeyle cilt bakımınızı bir üst seviyeye taşıyabilirsiniz.

En yeni mucizevi nemlendiriciyi ya da hızlı çözüm sunan serumları keşfetmeyi kim sevmez ki! Harcama yapmaktan da çekinmiyoruz; nitekim Birleşik Krallık'ta cilt bakım sektörünün 2,39 milyar sterlin değerinde olduğu hesaplanıyor.
Daha genç ve daha iyi görünmek adına cilde yapılan kozmetik ve estetik müdahalelere harcama yapmak da artık daha yaygın hale geldi. Yaklaşık 7,7 milyon Britanyalı, görünüşlerini değiştirmek için dolgu veya botoks gibi uygulamalar yaptırdıklarını söylüyor.
Sosyal medya filtreleri ve reklamlarda gördüğümüz rötuşlu fotoğrafların beklentilerimizi şekillendirdiği bu çağda, daha mükemmel bir cilt için yapılan bu harcamalar çok da şaşırtıcı değil aslında.
Ancak gözden kaçırdığımız bir şey olabilir mi?
Beslenme alışkanlıklarını cilt bakım rutininin bir parçası olarak görmeyenler için bu sorunun yanıtı "evet."
Diyetisyen ve öğretim görevlisi Ellie Coles, yediklerimiz ve içtiklerimiz ile cildimizin sağlığı arasında güçlü bir ilişki olduğunu söylüyor.
Coles'a göre beslenme, cildimizi etkileyen daha büyük bir yapbozun sadece bir parçası.
Bu yapbozu "genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin karmaşık bir etkileşimi" olarak tanımlayan Coles, beslenme alışkanlıklarını iyileştirmenin ciltteki lekeler, kuruluk ve ince çizgiler gibi küçük sorunlar üzerinde somut bir etkisi olduğunu belirtiyor.
Gerçi tüm cilt problemlerini tek başına çözebilecek mucizevi besinler yok ama sağlıklı yeme içme alışkanlıklarının cildin genel görünümü üzerinde olumlu katkı yapacağına kuşku yok.
Coles "İyi haber şu ki, cilt sağlığına katkıda bulunan öneriler genel sağlıklı beslenme tavsiyeleriyle oldukça benzer" diyor ve ekliyor:
"Besleyici unsurlar bakımından zengin ve dengeli bir diyet, cilt sağlığı üzerinde önemli ve olumlu bir etki yaratabilir."
OMEGA-3 İÇEREN BESİNLER TÜKETİN
"Cildiniz için beslenme yoluyla yapabileceğiniz bir numaralı şey, diyetinizin bol miktarda omega-3 yağ asidi içermesini sağlamaktır" diyor dermatolog ve bir cilt bakım markasının kurucusu Dr. Alexis Granite ve ekliyor:
"Araştırmalarda Omega-3'lerin ciltteki nemliliği artırmaya yardımcı olduğu ve aynı zamanda anti-enflamatuar (iltihap önleyici) özellikler gösterebildiği bulundu."
Omega-3 yağ asitleri somon, ton balığı ve uskumru gibi yağlı balıklarda bulunuyor.
İngiltere'deki güncel beslenme kılavuzları, haftada en az bir porsiyon yağlı balık tüketilmesini öneriyor.
Ceviz, chia tohumu ve keten tohumu gibi bitkisel kaynaklar da ALA (alfa-linolenik asit) içeriyor.
Bu madde iltihaplanmayı azaltmaya, kan dolaşımını iyileştirmeye ve sağlıklı görmeyi desteklemeye yardımcı oluyor.
Omega-3'lerin, hücre zarlarını destekleyerek su kaybını azaltmaya ve ciltte zaten mevcut olan nemin korunmasına yardımcı olduğu düşünülüyor.
Ancak bunun tam olarak nasıl ve neden gerçekleştiğini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu söyleniyor.
Günde 5 porsiyon meyve-sebze tüketin (özellikle sarı, turuncu ve kırmızı olanları)
Diyetisyen Coles, "Farklı türde meyve ve sebzelerden oluşan bir diyet, cildi oksitlendirici stresten koruyan, onarım ile yenilenmeyi destekleyen temel vitamin, mineral ve antioksidanları sağlar" diyor.
Dr. Granite ise "Havuç, tatlı patates, dolmalık biber gibi sarı, turuncu veya kırmızı olan sebzelerde bulunan beta-karoten, vücutta A vitaminine; A vitamini de retinole dönüşür ve bu da cildin sağlıklı kalmasına yardımcı olur" diye ekliyor.
Dr. Granite aynı besinlerin C vitamini açısından da zengin olduğunu belirterek "Ciltte kolajen üretimi için C vitamini gerekli. Hem A vitamini hem de C vitamini güçlü antioksidan özelliklere sahiptir" diyor.
Bu arada şu uyarıyı da yapmak gerekiyor: Dengeli bir diyetin önemli bir parçası olsalar da, dışarıdan alınan A vitamini takviyelerine yönelmeden önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışmalısınız.
Çünkü aşırı miktarda A vitamini sağlığınız için tehlikeli olabilir.
DAHA ÇOK SIVI TÜKETİN AMA ALKOLDEN UZAK DURUN
Uzmanlara göre yeterli sıvı tüketimi, cilt sağlığı için hayati öneme sahip.
Diyetisyen Cole, "Tıpkı diğer hücreler gibi cildin de işlev görebilmesi için sıvıya ihtiyacı var. Bu nedenle günde en az 2 litre sıvı tüketmeye çalışmalısınız" diyor:
"Bu sadece su olmak zorunda da değil; çay, kahve, şekersiz meyve konsantresi ve süt de sıvı alımınıza dahildir."
Ancak şunu da vurguluyor:
"Gereğinden fazla sıvı tüketmek, kuru cilt problemini sihirli bir şekilde çözmez."
Alkol, cildi susuz bırakabilir ve bu da cildin nemi tutma kapasitesini azaltır.
Ayrıca egzama, sedef hastalığı ya da akne gibi cilt sorunlarını kötüleştirebilir ve alevlenmelere neden olabilir.
Coles eğer alkol tüketecekseniz, haftalık önerilen sınır olan 14 birimi (bir kadeh şarap yaklaşık iki birime denk geliyor) aşmamayı ve en az iki günü alkol tüketmeden geçirmeyi öneriyor.
Ayrıca, alkol alırken yanında mutlaka su içerek vücudun sıvı kaybını önlemek gerektiğini de hatırlatıyor.
ÇİNKOYU ARTIRIN
Dr. Granite, "Beslenmenizde yeterli çinko aldığınızdan emin olmak da önemlidir. Brokoli, kabuklu deniz ürünleri ve baklagiller, cilt sağlığını ve cilt fonksiyonlarını desteklemek açısından harika kaynaklardır" diyor.
Vücudumuz çinkoyu kendi başına üretemez; bu yüzden beslenme yoluyla düzenli olarak alınması gerekir.
Çinko, hücreleri hasardan koruyan antioksidanlar gibi çalışır. Ayrıca yaraların iyileşmesiyle de ilişkili.
Bazı araştırmalar çinkonun cilt üzerine haricen uygulamaları üzerine yoğunlaşsa da, beslenmeyle veya takviye şeklinde ağızdan alınmasının, akne, egzama, sedef hastalığı ve kronik yaralar gibi sorunlara sahip kişiler için fayda sağladığı yönünde kanıtlar da mevcut.
RAFİNE ŞEKERLİ BESLENMEDEN KAÇININ
Dr. Granite, rafine şeker tüketiminin sınırlandırılmasını öneriyor.
Bunun nedenini de "Bu tür şekerler, serbest radikallerin cilde zarar vermesine yol açabilir ve bu da kolajen ve elastin dokusunun yıkımını tetikleyebilir" diye açıklıyor.
Ancak çikolatanın sivilcelere ve akneye neden olduğuna dair yaygın inanış, bilimsel araştırmalara pek dayanamıyor.
Coles'a göre bu iddiayı destekleyecek güçlü kanıtlar yok.
Hatta bazı araştırmalar, bitter çikolatanın içerdiği yüksek flavonoid miktarı sayesinde cilt için potansiyel faydalar sunabileceğini öne sürüyor.
Yine de favori çikolatanıza yönelmeden önce Coles'un şu uyarısını dikkate almakta fayda var:
"Özellikle sütlü ve beyaz çikolatalar, yüksek oranda şeker ve yağ içerebilir.
"Bu da aşırı tüketildiğinde vücutta iltihaplanmaya neden olarak cilt problemlerini artırabilir.
"İltihaplanma, cildin normal onarım sürecini bozar.
"Aşırı iltihaplanma ise ciltte tahriş, rahatsızlık ve kızarıklığa neden olabilir, ayrıca akne ve sedef gibi cilt rahatsızlıklarını da şiddetlendirebilir."
Coles, "Tüm besinlerde olduğu gibi burada da 'ölçülü davranmak' anahtar kavram" diye son bir hatırlatma yapıyor.
SÜT ÜRÜNLERİNDEN GEREKSİZ YERE KAÇINMAYIN
Diyetisyen Coles süt ürünlerinin cilde zarar verdiği ve hatta egzama gibi bazı cilt hastalıklarına neden olabileceği yönündeki görüşün, kanıta dayanmayan yaygın bir yanlış inanış olduğunu söylüyor.
"Çikolata ve süt ürünleri hakkındaki efsanelere dikkatle yaklaşmak gerekir. Bu tür söylemler, beslenme, hormonlar ve cilt sağlığı arasındaki çok daha karmaşık etkileşimi fazlasıyla basite indirgemiş olur" diye de ekliyor.
Ancak Coles yağın aşırı tüketildiğinde iltihaplanmayla ilişkilendirilebildiğini göz önünde bulundurarak, diyette az yağlı süt ürünlerine yer verilmesini öneriyor.
Bunlar arasında yağsız süt, yağsız yoğurt ve az yağlı lor peyniri sayılabilir.
Az yağlı süt ürünleri, Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Sistemi'nin (NHS) hazırladığı Eatwell Guide'a dayanan dengeli beslenme önerilerinin de bir parçası.
Bu ürünler, tam yağlı muadilleriyle aynı düzeyde kalsiyum, protein ve diğer besin öğelerini içeriyor.
BAĞIRSAK SAĞLIĞINA ÖNCELİK VERİN
Bağırsak sağlığına dair araştırmalar henüz erken aşamalarda. Bağırsak mikrobiyotası ile cilt sağlığı arasındaki ilişki tam olarak anlaşılmamış olsa da, ilkini iyileştirmenin ikincisi üzerinde etkisi olabileceğini gösteren kanıtlar mevcut.
Hatta zamanla egzama, gül hastalığı (roza), akne ve sedef gibi cilt sorunlarının bağırsak sağlığına odaklanarak tedavi edilebilir hale geleceğine dair umutlar da var.
Diyetisyen Cole, "Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasını korumak için meyve, sebze ve tam tahıllı karbonhidratlar gibi lif açısından zengin besinler tüketmeli, ayrıca fermente gıdalarda bulunan probiyotikleri de beslenmemize dahil etmeliyiz" diyor.
Esmer pirinç, kinoa ve yulaf tam tahıllı karbonhidratlar arasında yer alırken kimchi, lahana turşusu ve kefir de fermente gıdalar arasında yer alıyor.
Ayrıca Britanya Diyetetik Derneği şunu da hatırlatıyor:
"Diyet yoluyla cilt sağlığını iyileştirmeye yönelik çabalar mutlaka iyi bir stres yönetimi, düzenli uyku alışkanlıkları, sigaradan kaçınma ve güneş koruyucu kullanımıyla birlikte ele alınmalıdır."