CMIRS anketi: Yönetime güven dipte!
Ağustos 2025’te yapılan ankette, Kıbrıslı Türklerin %84,4’ü ülkede işlerin yanlış gittiğini söyledi; en büyük sorun yine ekonomi olurken, Kıbrıs sorunu ikinci sıraya yükseldi. Yargı ve polis güven verirken, hükümet ve cumhurbaşkanlığı dipte kaldı.
Göç, Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin (CMIRS) Ağustos 2025 döneminde 500 kişiyle yüz yüze gerçekleştirdiği anket, Kıbrıslı Türklerin siyasal kurumlara güveninin ve ülkenin gidişatına dair beklentilerinin son derece olumsuz olduğunu ortaya koydu.
Ankete göre katılımcıların %84,4’ü ülkede işlerin yanlış yönde gittiğini düşünüyor. Ülkenin en önemli sorunları arasında yine ekonomik sıkıntılar başı çekerken, bu kez Kıbrıs sorunu ikinci sıraya yükseldi. Elektrik başta olmak üzere altyapı sorunları ve sağlık sistemi de üst sıralarda yer aldı.
CMIRS Direktörü Mine Yücel, bulguların “ciddi bir kriz algısını” yansıttığını belirterek, altyapı ve sağlık gibi temel hizmetlerin toplumsal refah üzerindeki olumsuz etkisinin daha da görünür hale geldiğini vurguladı.
MUTLULUK ARTTI, YAŞANABİLİRLİK DÜŞTÜ
Yaz tatili dönemine denk gelen araştırmada, bireysel mutluluk puanı 6,25’e yükselmesine rağmen, ülkenin yaşanabilirlik puanı 5,59’a geriledi. Sosyal güven seviyesi ise 3,55 olarak ölçüldü. Uzmanlara göre bu durum, bireysel iyimserlikle ülke koşullarına dair memnuniyet arasındaki çelişkiyi ortaya koyuyor.
KURUMLARA GÜVEN ZAYIF
Katılımcıların en çok güven duyduğu kurumlar yargı, polis ve ombudsman oldu. En düşük güven ise sendikalar, hükümet, siyasi partiler, meclis ve cumhurbaşkanlığı için ölçüldü. Memnuniyet oranları da benzer bir tablo çizerek, siyasal kurumlara yönelik toplumsal hoşnutsuzluğun derinliğini gösterdi.
ADALETSİZLİK, PARTİZANLIK VE YOLSUZLUK ALGISI YÜKSEK
Toplumun büyük çoğunluğu, ülkede adaletsizliğin (%82,6), partizanlığın (%83,6), yolsuzluğun (%73,2) ve rüşvetin (%69,8) yaygın olduğunu düşünüyor. Ayrıca, halkın %75,6’sı alınan kararlarda söz sahibi olmadığını belirtiyor.
CMIRS’in raporu, Kıbrıslı Türk toplumunun demokrasiye ve yönetime duyduğu güvenin tarihsel olarak en düşük seviyelerde olduğunu ve siyasal kurumların meşruiyetinin ciddi biçimde sorgulandığını bir kez daha gözler önüne serdi.
