Karpaz’ın ucunda bir mola: Apostolos Andreas Manastırı

Karpaz Yarımadası’nın en doğu ucuna uzandığınızda, sizi denizle kucaklaşan sessiz bir huzur karşılar. İşte tam burada, yüzyıllardır insanların yolunu tuttuğu Apostolos Andreas Manastırı yükselir.

Ortodoks Hristiyanlar için bir hac noktası olsa da, manastır bugün inancı ne olursa olsun ziyaret eden herkese aynı dinginliği sunuyor.

Manastırın en eski bölümü, kıyıya yakın 15. yüzyıldan kalma küçük bir şapel. Efsaneye göre havari Andreas’ın bastonuyla su fışkırtarak ortaya çıkardığı kaynak, hâlâ akıyor ve ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor. Birçok kişi, bu sudan içmenin ya da yüzüne sürmenin şifa getirdiğine inanıyor.

Burada mum yakıp bir dilek dilemek, zamanın ağır aksak aktığı bu yarımadada içsel bir yolculuğa çıkmak gibi. Duvarlara sinmiş dualar, denizden esen rüzgârla birleşip insana tarifsiz bir huzur veriyor.

Karpaz’ın bakir doğasında, eşeklerin serbestçe dolaştığı yolları aşarak vardığınız Apostolos Andreas, sadece bir dini yapı değil; aynı zamanda bir ruh molası. Tarihle maneviyatın iç içe geçtiği bu manastır, ziyaretçilerine hem geçmişten bir iz hem de geleceğe dair bir umut bırakıyor.

Eğer yolunuz Karpaz’a düşerse, bir mum yakın ve içinizden geçen dileği fısıldayın. Kim bilir, belki de yüzyıllardır süregelen dualara sizinki de eklenir…