Filelefteros: Aselsan, Vural elektronik harp sistemini Beşparmak Dağları’na yerleştirdi

Filelefteros’da Kostas Venizelos imzalı haberde “Türkiye, Kuzeu Kıbrıs’ın tüm bölgesini, bölgedeki jeopolitik planlarını desteklemek amacıyla bir askeri üs olarak değerlendiriyor” denildi.

Kıbrıslı Gazetesi
05/10/2025 13:32
Filelefteros: Aselsan, Vural elektronik harp sistemini Beşparmak Dağları’na yerleştirdi

Filelefteros’da Kostas Venizelos imzalı haberde “Türkiye, Kuzeu Kıbrıs’ın tüm bölgesini, bölgedeki jeopolitik planlarını desteklemek amacıyla bir askeri üs olarak değerlendiriyor” denildi.

Haber şöyle devam ediyor:

Son yıllarda, özellikle de içinde bulunduğumuz dönemde, işgalci taraf hem altyapı hem de askeri teçhizat açısından askeri varlığını önemli ölçüde artırmış durumda.

Bölgedeki gelişmeler ve Erdoğan rejiminin üstlenmeye çalıştığı jeopolitik rol, Ankara’nın sahadaki hamleleriyle doğrudan bağlantılı. Türkiye, bu bölgeleri stratejik planlarını uygulamak için önemli bir araç olarak görüyor.

Türk tarafının neyi hedeflediği açık. Ancak, TSK, Milli Muhafız Ordusu’nun güçlendirilmesi ve modernizasyonuna karşı da sert tepki gösteriyor. Ankara’yı asıl rahatsız eden unsur ise Lefkoşa’nın güvenlik alanında kurduğu uluslararası iş birlikleri.

Türk yetkililer, Kıbrıs’ın Güneyini, İngiltere, ABD, Fransa ve İsrail için askeri üsler olarak göstermeye çalışıyor. Oysa gerçek çok farklı. Özellikle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İsrail yapımı Barak MX hava savunma sistemi satın alması, Ankara ve işbirlikçilerini çileden çıkarmış durumda. Sistem hem teknik kabiliyeti hem de İsrail menşei nedeniyle Türkiye’de yoğun tepkilere yol açtı; Türk tarafında söylem neredeyse paranoya boyutuna ulaştı.

LEFKOŞA’NIN STRATEJİSİ

Bilgilere göre Kıbrıs Cumhuriyeti, caydırıcılık kapasitesini artırma çabalarını daha geniş bir stratejik çerçevede ele alıyor. Lefkoşa, güvenlik meselesini sadece adayla sınırlı değil, bölgesel gelişmelerle bağlantılı bir konu olarak görüyor.

Güney Kıbrıs, coğrafi ve jeopolitik konumunu vurgulayan uluslararası ortaklıklar kuruyor. Özellikle iki askeri üssü, yabancı ülkelere yaptığı görüşmelerde gündeme geliyor: Baf’taki  “Andreas Papandreou” Hava Üssü ve Mari’deki deniz üssü.

ABD’nin hava üssünün modernizasyonuna teknik ve mali destek vermeye ilgi gösterdiği, Mari üssüyle ilgili olarak ise Avrupa ve Fransa’dan ayrı ayrı ilgi olduğu belirtiliyor.

Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye’nin oluşturduğu kalıcı güvenlik tehdidi karşısında, Ulusal Muhafız Ordusu’nu güçlendiriyor ve modernize ediyor. Aynı zamanda uluslararası iş birlikleri aracılığıyla güvenlik ortamını iyileştirmeyi hedefliyor. Kaynaklara göre bu alanda bazı üçüncü ülkelerle “kazan-kazan” temelli görüşmeler yürütülüyor. Kıbrıs’ın bölgesel bir istikrar direği olarak görüldüğü, Lefkoşa’nın da bunu en iyi şekilde değerlendirdiği ifade ediliyor.

TÜRKİYE’NİN ASKERİ HAREKETLİLİĞİ

Ankara, KKTC’de askeri altyapılarını da güçlendiriyor. Lefkoniko’daki (Geçitkale) yasa dışı hava üssü, insansız hava araçlarının (İHA) daimi konuşlandırılmasına olanak tanıyacak şekilde modernize edildi. Burada konuşlu Bayraktar TB2 İHA’lar, silah taşıyabiliyor, gerçek zamanlı görüntü aktarımı yapabiliyor ve 200 kilometrelik menzile sahip. Bu sistemler, deniz kuvvetlerine istihbarat sağlayarak bölgede keşif ve gözetleme operasyonları yürütüyor.

Ayrıca, bir dönem ekonomik gerekçelerle “dondurulduğu” düşünülen Boğaz’daki deniz üssü projesi yeniden hız kazandı. Bu üsse konuşlandırılacak gemiler, adanın güneyinde devriye görevi üstlenecek ve bölgedeki ülkeleri izlemekle sorumlu olacak. Bu yeni deniz üssü, Lefkoniko’daki hava üssü ve Apostolos Andreas Burnu’ndaki gemi izleme istasyonu ile birlikte çalışacak şekilde planlandı.

ELEKTRONİK SAVAŞ SİSTEMLERİ VE STRATEJİK KONTROL

Bir diğer gelişme, Türk savunma sanayi şirketi Aselsan tarafından geliştirilen Vural elektronik harp sisteminin Beşparmak Dağları’na yerleştirilmesi.

500 kilometrelik menzile sahip bu sistemin, Rum Milli Muhafız Ordusu’nun bazı radar ve haberleşme sistemlerini “kör edebileceği” belirtiliyor. Kaynaklar, bu tehdide karşı önlem alınmakta olduğunu aktarıyor.

Türkiye, Kıbrıs’ın kuzeyini kalıcı bir askeri üs haline getirerek bölgenin stratejik kontrolünü elinde tutmak istiyor.

Bu strateji, adeta Britanya’nın sömürge dönemindeki “Kıbrıs bir üs” doktrinini kopyalıyor.

İngiltere’nin 1960 anlaşmalarından önce tüm adayı üs olarak görmesi gibi, Ankara da işgal altındaki bölgenin tamamını bir üs haline getirmeye çalışıyor.

Diplomatik çevrelere göre, Türkiye’nin bu agresif tutumu, hem Lefkoşa hem de Atina’nın AB’nin savunma finansman programı SAFE kapsamına Türkiye’nin dahil edilmesine karşı çıkmasının bir yansıması.

#aselsan#vural