Tatar: Ben, makam için, koltuk için aday değilim
Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar, dün akşam Lefke’de miting düzenledi.

Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar, dün akşam Lefke’de miting düzenledi.
Ersin Tatar Seçim Ofisi’nden verilen bilgiye göre Tatar, mitingde yaptığı konuşmasına, "mitinge katılanlar, kendisine destek veren parti temsilci ve üyeleri ile sağduyu ittifakını oluşturan" herkesi selamlayarak başladı. “Siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi kökenden, nereden gelirse gelsin, bana oy versin yahut vermesin; halkın Cumhurbaşkanı olarak bütün vatandaşlarımızı kucaklıyorum.” diyen Tatar, halkın her bir ferdinin kendi için kıymetli olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı olarak makamda, oturmadığı, halkın arasında olduğu ve halkın dertleriyle dertlendiği için Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve partinin Cumhurbaşkanı adayı tarafından eleştirildiğini kaydeden Tatar, “Neden bu kadar çok köy geziyor, düğünlere, cenazelere gidiyor, neden bu kadar halkın içinde dolaşıyor diye kızıyorlar.” dedi.
“CUMHURBAŞKANI’NI HALK SEÇİYOR”
Ersin Tatar, Cumhurbaşkanını halkın seçtiğini, halkın oyuyla o makama gelindiğini vurgulayarak, “Halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın halkıyla, sizlerle görüşmemden neden rahatsız oluyorlar?” diye sordu. Tatar, “Bunların zihniyeti budur. Bunlar bir yandan ucuz popülizm yapar ve olmadık sözlerle vaatler verir ama bir taraftan da halkı daima küçümserler, halka uzak dururlar." dedi.
CTP’nin adayının “Türkiye ile de görüşeceğiz” ve “seçilirsem ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacağım” sözlerini de eleştiren Tatar, bunları söylemek için çok geç olduğunu, bugüne kadar Anavatan Türkiye için neler söylendiğini bildiklerini belirtti.
Tatar, “CTP’nin adayı Türkiye’yi vesayetçi olarak suçlamadı mı? 'Türkiye’nin vesayeti kalkmadan ekonomimiz düzelmez' demedi mi? Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüce Meclisimize, milli iradenin toplandığı yere, geldiğinde bunlar Meclise katılmadılar. Rum’u protesto edeceklerine, Rum’un zihniyetini, tutumunu kınayacaklarına Anavatan’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı protesto etmediler mi? Bunların zihniyeti budur.” diye ekledi.
CTP’nin adayının bir hafta öncesine kadar Kıbrıs meselesini çözeceğini söylediğini ancak Kıbrıs Türk halkının “boş çözüm laflarına” inanmadığı için söylemini değiştirerek, “Ben çözüm vaat etmiyorum” dediğini belirten Tatar, “Biz de diyorduk ki herhalde elinde bir sihirli değnek var. Şöyle bir savurdu mu hop bütün sorunlar çözülecek. Yahu çözse senin altında çalıştığın, seninle aynı çizgideki ağabeylerin çözerdi. Talat çözerdi, Akıncı çözerdi. Çözebildiler mi? Hayır çözemediler.” şeklinde konuştu.
Ersin Tatar, ne olduğunu, söylemin neden değiştiğini sormanın hakları olduğunu söyleyerek, “Çözümün yoksa neyi vaat ediyorsun? Ben söyleyeyim: Onun tek vaadi Kıbrıs Türkü’nü Rum’a yama yapmaktır. KKTC’yi Rum devletine yama yapmaktır.” dedi.
“BEN, MAKAM İÇİN, KOLTUK İÇİN ADAY DEĞİLİM”
CTP’nin adayının 15 ay Başbakanlık döneminde maaşların ödenemediğini, Lefke’ye ve Kıbrıs Türk halkına hizmet etmediğini ve hükümeti bırakıp kaçıp gittiğini söyleyen Tatar, “Kaçıp giderken de hükümeti Ersin Tatar kursun, Ersin Tatar istikrarlı bir hükümet kurar dedi.” diye konuştu.
Halkın iradesi ve teveccühüyle, devraldığı hükümetin bugüne kadar geldiğini belirten Tatar şöyle devam etti:
“İşte bizim farkımız budur. Ersin Tatar olarak ben, makam için, koltuk için aday değilim. Bu halk bana her makamı layık gördü. Milletvekilliği, Maliye Bakanlığı, Başbakanlık, Genel Başkanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptım. Tek bir amacım vardı o da sizlere daha çok hizmet getirmek, daha çok eser ortaya koymak. İçi boş, soyut vaatler bizde yok. Bizde iş var, bizde hizmet var, bizde eser var. Bunları şaşırtan, kızdıran da bu zaten.”
“KIBRISLI TÜRKLERİN, GASP EDİLEN HAKLARI İADE EDİLMEDİ”
Ersin Tatar, bugüne kadar Kıbrıs Rum ve Türk tarafları arasında çeşitli tarih ve yerlerde; değişik formatlarda defalarca görüşmeler yapıldığını ancak bir sonuca ulaşılamadığını, Kıbrıs Türkü’nün tek bir fayda elde edemediğini vurgulayarak, Annan Planı’na “evet” diyen tarafın Kıbrıslı Türkler olmasına rağmen Rumların AB üyesi yapıldığının, “AB’nin parasıyla keyif çattıklarını” söyledi.
Kıbrıslı Türklerin, gasp edilen haklarının iade edilmediği, 2017’de, Crans Montana’da, Rumların aldıkları bütün tavizlere rağmen, “sıfır asker, sıfır garanti” ısrarıyla masayı, yıkıp kaçmalarına rağmen, Kıbrıs Türk halkının hiçbir şey alamadığını kaydeden Tatar, “Rum tarafının zihniyeti değişmedi. 1963’ten bu yana Kıbrıs Türklerinin, halkımızın her kesimi, genci, yaşlısı, kadını, erkeği, sporcusu, akademisyeni, iş insanı, üreticisi, üzerinde Rum’un izolasyon ve ambargoları vardır. Bırakın bunların kaldırılmasını mevcut sınır kapılarından geçişleri bile zorlaştırmaya çalışıyorlar.Metehan’da araçlı geçiş için memur sayısını bile birden ikiye çıkarmadılar. Rum’un zihniyeti budur. Rum tarafı mevcut statükonun, mevcut durumun değişmesini asla istemiyor. Çünkü Rum’un rahatı yerinde. Rum, Kıbrıs Türkü’nü, eşiti olarak görmüyor. Adamızın zenginliğini ve gücü paylaşmak istemiyor.” dedi.
Zihniyet değişmeden; “sıfır asker, sıfır garanti” ortadan kalkmadan ve Anavatan Türkiye’nin garantisi ile Mehmetçiğin gücü olmadan, Kıbrıs Türk halkının kabul edebileceği bir çözüm olmayacağını belirten Tatar, diyaloğa, görüşmelere daima açık olduğunu; pozisyonunun asla değişmediğini, federasyon masalını, Kıbrıs Türkünü oyalama oyununu bozma konusunda kararlı ve dik bir duruş gösterdiğini söyledi.
“ESKİMİŞ, TÜKETİLMİŞ MÜZAKERELERDEN ‘ATAK DİPLOMASİ’ AŞAMASINA GEÇİYORUZ”
“Atak Diplomasi” yaklaşımını anlatan Tatar şöyle konuştu:
“Tüketilmiş, eskimiş, modası geçmiş, Rum’un çıkarlarına hizmet eden federasyon defterini kapattık. Eskimiş, çürümüş zeminle, çürümüş temelle yeni ve sağlam bir bina kurulamaz. Yeni ve sağlam bir bina ancak yeni ve güçlü temellerle inşa edilebilir. Hayatında bu ülke için tek bir çivi çakmamış, tek bir eser ortaya koymamış olanlar bunu anlayamaz da kavrayamaz da. Biz bu oyuna gelmedik. Bizden rahatsız olmalarının nedeni budur.
Artık eskimiş, tüketilmiş müzakerelerden ‘Atak Diplomasi’ aşamasına geçiyoruz. ‘Atak Diplomasi’ sadece uluslararası diplomasi değil, KKTC için, Kıbrıs Türk halkı için her alanda atak bir siyaset izlemektir. Ulaşımda, iletişimde, tarımda, eğitimde, turizmde, üretimde, ekonomide, Anavatan Türkiye ve Türk devletleri ile bu ülkeye, sizlere daha çok hizmet getirmek, daha çok eser yapmak demektir."
“KENDİ BAYRAĞIMIZLA, DEVLETİMİZİN RESMİ ADIYLA KARŞILANDIK”
Cumhurbaşkanı Adayı Ersin Tatar, Azerbaycan’daki Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) 12. Zirvesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Kendi bayrağımızla, devletimizin resmi adıyla karşılandık, ağırlandık ve zirvede diğer devlet ile hükümet başkanlarına Kıbrıs Türk halkının sesini duyurduk.” dedi.
Tatar, TDT Zirvesi’nde, KKTC’nin, Türk dünyasının, Doğu Akdeniz’deki stratejik kalesi olduğunu, 180 milyonluk büyük Türk ailesinin ayrılmaz parçası olduğunu ifade ettiklerini söyleyerek, TDT ülkelerindeki gençlerin, KKTC’de bir araya gelebilmeleri için bir “Türk Gençlik Akademisi” kurulması önerilerini diğer devlet başkanlarının önünde yaptıklarını belirtti.
CTP ve adayının bu başarıları küçümsediğini belirten Ersin Tatar, “Kendi devletlerini, KKTC’yi, Kıbrıs Türk halkının oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanını küçümsemeye çalıştılar. Oy istediğin bu halkın Cumhurbaşkanını nasıl küçümseyebilirsin? Başına geçmek istediğin, maaşını aldığın, koltuğunda oturduğun bu devleti nasıl küçültmeye çalışırsın.” diye konuştu.
“TDT ÜLKELERİ İLE BİR ‘KARDEŞ PAZARLAR AĞI’ KURACAĞIZ”
“Atak Diplomasi” ve somut projelerini de anlatan Ersin Tatar, şöyle devam etti:
“Atak Diplomasi’, Rum’un oyun planından, sadece Rum’un yararına olan federasyon zemininden çıkıp iki devletli diyalog ve iş birliği modeliyle KKTC’yi dünyaya daha çok açmak demektir.
TDT ülkeleri ile bir ‘Kardeş Pazarlar Ağı’ kuracağımızı seçim bildirgemizde açıklamıştım. Nedir bu? Daha çok üreticimiz, hayvancımız, turistik tesisimiz, üniversitemiz Türk dünyası ile daha çok alışveriş yapsın, ihracat yapsın, kazansın demektir. Lefkeliler kazansın demektir. Biz bunlarla uğraşıyoruz onlarsa her zaman yaptıkları gibi içi boş laflarla havanda su dövüyorlar. Aramızdaki fark bu.”
“RUMLAR SÜREKLİ OLARAK SİLAHLANIYOR”
Dünyanın geldiği noktaya, Ukrayna, Suriye, Filistin ve Gazze’ye işaret eden Tatar, “Gücünüz yoksa her gün tepenize bombalar yağdırabiliyorlar. Kimse bir şey yapamıyor. Arap ülkeleri, AB, Gazze için kılını kıpırdatamadı” dedi. Rum kesiminin hem İsrail’den hem ABD’den hem AB’den silah almanın peşinde olduğunu vurgulayan Tatar, Rumların sürekli olarak silahlandığını, son beş yılda 3,5 milyar dolardan fazla bir parayı silaha ve füzeye yatırdıklarını söyledi.
Tatar, Rumların, kimin için silahlandığını sorarak, şöyle devam etti:
“Bir de çıkmışlar barış güvercini pozu kesiyorlar. Ağzında İsrail füzesi taşıyan barış güvercini olur mu?” diye konuştu. Rum tarafının agresif tavırlarına dikkat çeken Tatar, “Mayıs 2026’da Rum tarafında genel seçimler var. Rum tarafındaki faşist ve ırkçı parti ELAM şu anda üçüncü parti durumunda. Çıkan kamuoyu anketlerine bakıyoruz, seneye belki de ikinci parti konumuna gelecekler.
Haddini aşmış Rum askerleri Karpaz’ı alacağız sloganları atıyorlar. Ersin Tatar olarak söylüyorum ne Güzelyurt’tan, ne Lefke’den, ne Karpaz’dan, ne Lefkoşa’dan, ne Gazimağusa’dan ne Lapta’dan, ne İskele’den, ne de Girne’den vazgeçeriz. Hodri meydan cesareti olan çıksın da 'vereceğim' desin bakalım verebiliyor mu...
Sizler yıllarca, bu güzelim topraklar, bereketli topraklar Rum’a bir gün verilecek diye evlerinizi bile inşa edemediniz, yenileyemediniz. Bu bereketli toprakları Rum’a vermeye razı değiliz. Asla vermeyeceğiz.”
CTP’nin adayının “Crans Montana’da kalınan yerden başlayacağız” ifadelerinin; olmamış anlaşma bırakıldığı yerden başladığı için “Rum hep alacaklı çıkar. Kıbrıs Türkü hep borçlu kalır” demek olduğunu ve buna asla izin vermeyeceklerini kaydetti.
“YENİDEN SEÇİLDİĞİMDE DE LAF DEĞİL İŞ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM”
Lefke ve KKTC genelindeki projeleri de aktaran Tatar, şöyle devam etti:
“Şu ana kadar pek çok büyük altyapı yatırımının önünü açtık. Bunu Türkiye’nin desteğiyle yaptık. Türkiye ile kurduğumuz güçlü ilişki ve bağlar olmasaydı bunlar bu kadar hızlı biçimde yapılamazdı. Cumhurbaşkanı olarak bunların gerçekleşmesi yönünde Sayın Erdoğan ile büyük çaba harcadım. Yeniden seçildiğimde de laf değil iş yapmaya devam edeceğim.
KKTC’nin sağlık alt yapısı daha da büyüyecek. Yol ve ulaşımda beş yıl içinde daha büyük adımlar atılacak. Enerjide, su temininde daha büyük gelişmeler olacak.
Fiber optik altyapı bunun son örneğidir. 5 yıl içinde KKTC’de süper hızlı internet altyapısına kavuşacak. Sadece evler değil, okullarımız ve üniversitelerimiz de bu altyapıdan en iyi biçimde faydalanacak.
Lefke ile Güzelyurt’u birbirine bağlayan yeni yol tamamlandı biliyorsunuz. İnşallah önümüzdeki dönemde Lefke’nin ihtiyacına göre yepyeni bir okul da inşa edeceğiz.
İşte ben bu eserlerin ve hizmetlerin peşindeyim. Boş sözlerin değil. yeni Cumhuriyet Yerleşkemizi açtık. Yeni Meclis binamızı açtık. Devasa Cumhuriyet Parkımızı, Milli Kütüphanemizi yaptık, yapıyoruz. Umarım açılışını da hep birlikte yapacağız.”
“KADERİMİZİ BAŞKASININ İRADESİNE Mİ BIRAKACAĞIZ”
Lefke halkına teşekkür eden Tatar, mitingi; “Öğretilmiş çaresizliğe razı olmayacağız. KKTC olarak, Kıbrıs Türk halkı olarak, Lefkeliler olarak özgüvenle, kendimize inanarak gasp edilen bütün haklarımızı Rum’dan alacağız. Seçim günü sandığa gittiğinizde vereceğimiz karar şudur: Kaderimizi başkasının iradesine mi bırakacağız yoksa kendi geleceğimizi kendimiz mi belirleyeceğiz?” sözleriyle tamamladı.