Kıbrıs sorununda “piyonlar diziliyor”, “Ankara manevralara hazırlanıyor”

Kıbrıs sorununda yeniden diplomatik hareketlilik yaşanıyor. BM temsilcilerinin temasları ve Holguin’in adaya beklenen ziyareti öncesinde Rum basını, “piyonların dizildiğini” ve “Ankara’nın manevralara hazırlandığını” yazdı.

Kıbrıslı Gazetesi
02/11/2025 12:37
Kıbrıs sorununda “piyonlar diziliyor”, “Ankara manevralara hazırlanıyor”

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Khassim Diagne’nin geçen hafta Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’le yaptığı ilk görüşmeler ve Genel Sekreter’in Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in adaya beklenen gelişi ile aşamalı bir hareketlilik başladığına işaret eden Rum basını, Cumhurbaşkanı ile Rum Yönetimi Başkanı’nın ilk görüşmesinin beklendiğine işaret etti.

Haftalık Kathimerini “Kıbrıs Sorunuyla İlgili Piyonlar Diziliyor” başlıklı haberinde Diagne’nin geçen hafta Erhürman ve Hristodulidis ile bir araya gelmek haricinde Cumhurbaşkanı ile Rum Yönetimi Başkanı arasında telefon görüşmesi gerçekleştiğini hatırlattı.

Haberde Kıbrıs’taki BM misyonunun, Holguin’in, adada bulunacağı süre içerisinde bir ya da iki üçlü görüşme gerçekleştirmesine önem verdiği, önümüzdeki dönem Erhürman’la ilgili üç noktayı analiz edecek olan Rum yönetiminin ise beklemede olduğu kaydedildi.

Sözü edilen üç nokta ise “Ankara’nın adada Holguin ile üçlü görüşmeye karşı çıkması, Erhürman’ın KKTC Cumhurbaşkanlığı’ndaki organizasyonla nasıl hareket edeceği (müzakereci olarak kimi seçeceği) ve Erhürman’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere yapacağı Ankara ziyareti” şeklinde sıralandı.

Holguin’in adaya kasım ayı başlarında geleceğinin açıklandığı hatırlatılan habere göre bu durum, Rum yönetiminin AB dönem başkanlığını devralmasından önce, aralık ayı içerisinde Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni bir uluslararası konferans gerçekleştirilmek istendiğini gösteriyor.

Habere göre Holguin, adaya yapacağı ziyarette sürecin 2026’da korunması veya tırmandırılması maksadıyla prosedürün devamını sağlamak istiyor. Bunun paralelinde düşük politikalar olarak tanımlanan Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) süreci de Gençlik Teknik Komitesi ve sivil toplum örgütlerinin görüşmeler yapacağı Ürdün ve Norveç’te devam ediyor. Bu noktada takvim olmaması kırmızı çizgisini korumanın Rum yönetimi için önemli olduğuna vurgu yapıldı.

Gazeteye göre Rum yönetimi Erhürman’ın, hemen önümüzdeki dönemde “sürece, takvim getirmek, başarısız olunması halinde suçlama mekanizması talep etmek ve Kıbrıslı Türklerin doğuştan gelen haklarına atıf yapmak için gireceği” senaryosu üzerinde de duruyor.

“ERHÜRMAN’IN SEÇİLMESİ RUM SİYASİ CEPHESİNDE ÇATIŞMA SEBEBİ OLDU”

Gazete KKTC Cumhurbaşkanlığı’na Tufan Erhürman’ın seçilmesinin Rum tarafında, 2026’daki genel ve 2028’deki başkanlık seçimlerine yönelik erken kampanya görüntüsü önünde çatışma sebebi olduğuna, hükümet ortakları DİKO ve EDEK’in Erhürman’ın ilk hareketlerini eleştirdiğinin gözden kaçmadığına vurgu yaptı.

Habere göre Kıbrıs sorununu takip eden deneyimli gözlemciler önümüzdeki aylarda gerek Kıbrıs sorunundaki gelişmelerin gerek Kıbrıs Türk tarafının takınacağı tavrın “Kıbrıs sorununun Rum iç siyasi sahnesinin ve halen başlamış olan başkanlık seçimi kampanyasının gündem konusu olacağını değerlendiriyor.

Öte yandan Fileleftheros “Ankara Kıbrıs Sorununda Manevra Yapmaya Hazırlanıyor… Türkiye Erhürman’ı ‘Değerlendirmeye’ Hazırlanıyor… Stratejisini Değiştirmeden Taktik Hareketler” başlıklı haberinde “Ankara’nın Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ı hem Kıbrıs sorununda hem de başka noktalarda kazanmak için değerlendirmeye hazırlandığını” iddia etti.

Türkiye’nin Erhürman’ın olumlu görüntüsünü ve seçilmesinin yarattığı beklentileri “kullanmak için teşvikleri olduğunu, Kıbrıs sorununda taktik değiştirebileceğini ancak stratejisini değiştirme niyeti olmadığını yazan gazete Türkiye’nin, “geçmişte de yaptığı gibi taktik düzeyde öteki yüzünü göstereceğini” savundu.

Haberde Türkiye’nin, AB’nin SAFE tüzüğüne, Avrupa savunma sanayileri aracılığıyla erişim sağladığı ancak bununla yetinmeyip doğrudan müdahil olmak istediği, AB üyesi ülkelerin kendisini yeni Avrupa güvenlik mimarisinin ana parçası gördüklerini, kendisine yatırım yaptıklarını bildiği ve bunu değerlendirdiği belirtildi.

Gazete Türkiye’nin, SAFE ile ilerleyebilmesi için Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın itirazlarının ortadan kalkması gerektiğini ve bu bağlamda Kıbrıs sorununda ve muhtemelen Kıbrıs sorununa göre çok daha derin bir alan olan Türk-Yunan ilişkilerinde de manevra yapmasının göz ardı edilmediğini yazdı.  Gazete Türkiye’nin-Avrupa ile ilişkileri ve bu ilişkiler aracılığıyla sahip olacağı siyasi ve maddi menfaatler konusunda yeterli ilerleme olmadığını, görüşmelerin ilerleyebilmesi için Güney Kıbrıs’a ve Yunanistan’a karşı tavrını değiştirmesi gerektiğine de yer verdi.

Haberde “Türkiye’nin stratejik hedefinin bir anlaşmadan sonra da Kıbrıs’ı askeri ve siyasi açıdan kontrol etmek olduğu, taktik ve stratejik düzeydeki bütün hareketlerinin büyük resmi, hedefini etkilemediğini” öne süren gazete sıklıkla yapılan ve Cumhurbaşkanı Erhürman tarafından da dile getirilen Güney Kıbrıs’ın militarize edilmesi meselesiyle ilgili Türkiye’de analiz ve değerlendirmeler yapıldığı kaydetti.

Türkiye’nin İsrail’in Güney Kıbrıs’ta askeri varlık göstermesi olasılığını hem kendi hem başka ülkelerin güvenliği açısından tehlike gördüğü belirtilen habere göre Türkiye, her hareketinden endişe duyduğu İsrail’i, Kıbrıs sorununda, kendisine Kuzey’de tam kontrol, Güney’de belirleyici rol ve söz sahibi olmasını sağlayacak bir çözüm anlaşması aracılığıyla engelleyebilir.

Gazete şu andaki göstergelerin, Ankara’nın olası değişikliğinin isimle, örneğin iki bölgeli iki toplumlu federasyon tabelası ile ilgili olacağını, ısrarla talep ettiği iki devlet çözümünü söylem olarak bir federasyon şekline çevirebileceğini, teorik olarak ve taktik düzeyde Rum tarafında tartışılan gevşek federasyon ile de oynayabileceğini gösterdiğini yazdı.

Haberde ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hayranlığını sıklıkla dile getirdiği, bu hayranlığın iltifatla sınırlı kalmadığı, ilişkilerini de güçlendirdiği kaydedildi. Haberde, bunun Suriye’de görüldüğü,  Gazze’de olacaklar ve İsrail’in Türkiye’nin katılımını veto etmesi konusunda da görüleceği kaydedildi.

Kıbrıs sorunundaki hareketliliği Rum yönetiminin tetiklediğini yazan gazete şöyle devam etti:

“Ancak şartlar değişti, Tatar asiydi Erhürman ise jestleri olumlu görüntüsünü doğrulamasa da iyi referansa sahip. Ancak uluslararası oyuncular, geçmişte olduğu gibi, öteki tarafın işini kolaylaştırması ve ‘yardımcı’ olması için Lefkoşa’ya yönelecek. Kıbrıs Rum tarafı bunu biliyor ve hazırlık yapıyor. Lefkoşa, bütün olasılıklara karşı hazır görünüyor. Çeşitli senaryoları hayata geçirdi, 'işgal tarafının' hareketlerini değerlendiriyor ve bekliyor. Kendi adımlarını belirleyerek BM çerçevesinde, Avrupa müktesebatında ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamında sonuna kadar ısrar edecek.”

 

#erhürman