Erhalaç: Bu durum, idari bir zaaf değil, doğrudan doğruya siyasi bir sorumsuzluktur

KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Sevgi Erhalaç, olayın tesadüf veya münferit bir trajedi olmadığını kaydetti.

Kıbrıslı Gazetesi
06/11/2025 10:20
Erhalaç: Bu durum, idari bir zaaf değil, doğrudan doğruya siyasi bir sorumsuzluktur

Lefkoşa’da 9 yaşındaki Nijeryalı bir çocuğun yaşamını yitirmesi, göçmen çocuklara yönelik ihmallerin yeniden gündeme gelmesine neden oldu. KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Sevgi Erhalaç, olayın tesadüf veya münferit bir trajedi olmadığını kaydetti.

Erhalaç’ın açıklamasının tamamı şu şekilde:

Lefkoşa’da henüz dokuz yaşında olan Nijeryalı bir kız çocuğu hayatını kaybetti. Bu acı olay, ne yazık ki ne bir tesadüf ne de münferit bir trajedidir. Yabancı dil konuşan göçmen çocuklara ve ailelerine yönelik duyarsızlığın, ayrımcılığın ve kurumsal ihmallerin bir kez daha ölümcül sonuçlar doğurduğunun en somut kanıtıdır. Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan binlerce göçmen çocuk, dil bilmedikleri gerekçesiyle sağlık ve eğitim sisteminin dışına itilmekte, görünmez hale getirilmektedir.

Daha önce yaşanan alkollü mama skandalı sonrasında hiçbir yetkilinin sorumluluk üstlenmemesi, bu ülkede yönetim anlayışının ne kadar çürüdüğünü göstermiştir. O dönemde kimse hesap vermemiştir. Bugün ise, aynı Sağlık Bakanı’nın yönetiminde, bir çocuk daha yaşamını yitirmiştir. Bu durum, idari bir zaaf değil, doğrudan doğruya siyasi bir sorumsuzluktur.

Bu çocuğumuz, eğitim sisteminin dışına itilmiş yüzlerce çocuktan yalnızca biriydi. KTÖS’ün yıllardır yaptığı uyarılara rağmen, Türkçe bilmeyen öğrencileri okul dışında bırakma politikası ısrarla sürdürülmektedir. Bu uygulama, yasalarımıza da insan haklarına da aykırıdır. Eğitim hakkı evrenseldir; hiçbir çocuk, ana dili gerekçe gösterilerek eğitimden mahrum bırakılamaz.

Ne Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek’te ne de Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nda siyasi sorumluluk bilinci vardır. Yönetememenin sonuçlarını üstlenmek yerine sessizliğe sığınmayı tercih etmektedirler. Çocuklar ölürken koltuklarını korumayı önceleyen bu anlayışı kabul etmiyoruz.

Göçmenlere yönelik sistematik dışlama, Kıbrıs’ın kuzeyinde yıllardır süregelen yapısal bir sorundur. Eğitimde, sağlıkta ve sosyal hizmetlerdeki eşitsizlikler, bu toplulukları sürekli olarak ikinci sınıf yurttaş konumuna itmektedir. Bu çocuk, devletin görmezden geldiği yüzlerce çocuktan sadece biridir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tarafı olan ülkemiz, “çocuğun üstün yararı” ilkesini açık biçimde ihlal etmiştir. Ne eğitim sistemi ne sağlık sistemi bu çocuğu koruyabilmiştir. Bu nedenle bu ölüm, yalnızca bireysel değil, kurumsal bir çocuk ihmali vakasıdır.

Sağlık ve Eğitim Bakanlıkları hakkında derhal bağımsız bir inceleme komisyonu kurulmalıdır. Bu komisyon, yalnızca bu olayı değil, geçmişte yaşanan alkollü mama skandalı, eğitimde dışlama politikaları ve sağlıkta yaşanan diğer ihmal vakalarını da incelemelidir. Çünkü hesap verebilirlik, demokratik bir toplumun en temel koşuludur.

Bu topraklarda bir daha hiçbir çocuk, dili bilinmediği, yoksul olduğu ya da göçmen kimliği taşıdığı için yaşamını yitirmemelidir.

#KTÖS#Sevgi Erhalaç