Amastris Antik Kenti’nde Medusa'nın gülümseyen figürü bulundu
Bartın'ın Amasra ilçesindeki Amastris Antik Kenti'nde yaklaşık 2 bin yıllık stoa yapıda (sütunlu galeri), Yunan mitolojisinde "gözlerine bakanı taşa çeviren, yılan saçlı dişi canavar" olarak bilinen Medusa'nın ender görülen gülümseyen figürü bulundu.
Bartın'ın Amasra ilçesindeki Amastris Antik Kenti'nde yaklaşık 2 bin yıllık stoa yapıda (sütunlu galeri), Yunan mitolojisinde "gözlerine bakanı taşa çeviren, yılan saçlı dişi canavar" olarak bilinen Medusa'nın ender görülen gülümseyen figürü bulundu.
Bartın Üniversitesi (BARÜ) tarafından 2 bin 850 metrekare alanda başlatılan çalışmalar üç yıldır sürüyor.
BARÜ Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fatma Bağdatlı Çam başkanlığındaki çalışmalarda, doğal afetler sonucu yıkılan Roma dönemine ait, boyu 9 metreyi bulan mermer sütunlarıyla dikkati çeken stoa yapı bulunduğu belirlendi.
Korint (antik mimaride sütun düzeni) düzeninde inşa edilen yapı, orijinal parçalar kullanılarak gerçekleştirilen titiz çalışmalarla aslına uygun restore ediliyor.
Yapılan çalışmalarla anastylosis (antik bir yapının her bir taşına kadar birebir şekilde restorasyonu) uygulamasıyla yapıya ait orijinal mimari parçalardan yararlanılarak üç sütun ayağa kaldırıldı.
Diğer dört sütun ile yapıya ait bloklar, tavan kasetleri ile mimari parçaların tamamı uzun soluklu çalışmalar sonucu gün yüzüne çıkarıldı.
Yıl sonuna kadar ayağa kaldırılması ve alanın önemli turizm noktası olması hedefleniyor.
Çalışmalarda, mermer blokların üzerine konumlandırılan tavan kasetleri üzerinde, Yunan mitolojisinde "gözlerine bakanı taşa çeviren, yılan saçlı, keskin dişli dişi canavar" olarak bilinen Medusa'nın ender görülen gülümseyen figürüne rastlanması da heyecan yarattı.
Çam, Medusa'nın ender görülen gülümseyen figürüne rastlanılmasının da özel bir durum olduğunu dile getirdi.
"Binalar, kalkanlar üzerinde, yapıların alınlarında görülen Medusa normalde yılan saçlı, korkutucu ifadesiyle düşmanı korkutmak, korku salmak, koruyuculuk amacıyla sembolleşmiş bir figürken bizim Medusa'mız tıpkı bir Eros gibi küçücük bir çocuğun yüzü gibi ve gülümser vaziyette yapılmış olması bizleri heyecanlandırdı. Bir Eros gibi gülümsemesi o dönemde kentin huzurunu, refahını yansıtır gibi yapılması bize bundan sonraki süreçte hem yapı bağlamında hem de antik kentin ortaya çıkışı noktasında çok büyük umut verdi."