Çeler: Bu ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak zorundayız

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, 2026 seçim sürecine hazırlık, ülkenin içinde bulunduğu tablo, muhalefetin sorumluluğu, ekonomik ve sosyal sorunlar ile TDP’nin çözüm önerilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kıbrıslı Gazetesi
29/12/2025 12:43
Çeler: Bu ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak zorundayız

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, Meltem Sonay’ın Genç TV’de hazırlayıp sunduğu Genç’te Sabah programına konuk oldu. Çeler, 2026 seçim sürecine hazırlık, ülkenin içinde bulunduğu tablo, muhalefetin sorumluluğu, ekonomik ve sosyal sorunlar ile TDP’nin çözüm önerilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ÇALIŞMA BAKANLIĞI VE BAŞBAKANLIK DÜZEYİNDEKİ İDDİALAR: ÜZÜCÜ ŞEYLER

Çeler, üzücü olanın ise kendisinin de geçmişte bakanlık yaptığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın “birçok kötü olayla anılması” olduğunu söyledi. Atanan birçok bürokratın polisiye ve mahkeme süreçleriyle anılmasının ülke adına üzücü olduğunu belirten Çeler, Başbakanlığın müsteşarının rüşvet ve benzeri suçlarla suçlanması ve mahkemeye çıkarılması gibi konuların ülkenin bu hale gelmesinde kendilerini üzen başlıklar olduğunu ifade etti.

“BURADAYIZ VE UMUTLU OLMAK ZORUNDAYIZ”

Çeler, günün sonunda herkesin bu ülkeye ait olduğunu ve burayı daha güzel hale getirmek için umutlu olmak zorunda olduklarını söyledi. Çeler, önümüzdeki yıl seçimler sonrasında umudu yeniden canlandırıp ülkeye faydalı işler yapmak adına görevde olmayı hedeflediklerini kaydetti.

“MECLİS İÇERİSİNE DAHA GÜÇLÜ MUHALEFET GEREKİYOR”

TDP olarak erken seçim çağrısını “geç kalınmış seçim” olarak değerlendirdiklerini belirten Çeler, Cumhurbaşkanlığı seçiminde birlikte hareket ettikleri Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile kurulan ortamın devamlılığı açısından daha dikkatli konuştuklarını söyledi. Çeler, buna karşın, kurultay süreci nedeniyle meclis içinde beklenen “şiddetli ve hiddetli muhalefetin” ortaya konamadığını açıkça ifade etti.

Çeler, yılbaşından sonra CTP Genel Başkanı Sıla Usar İncirli ile görüşeceklerini, sendikalarla da bir araya gelinmesi gerektiğini belirtti. Sivil toplum örgütleriyle birlikte baskın bir şekilde hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Çeler, “Bu hal hal değildir” diyerek, hem meclis içinde daha güçlü muhalefet gerektiğini hem de dışarıda toplumla birlikte hükümete karşı mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Hükümetin “koltuklara sıkı sıkıya yapıştığını” ifade eden Çeler, yaşananlara rağmen yerinden kalkma niyetleri olmadığını, toplumun da onları bir yıl daha orada istemediğini göstermek zorunda olduklarını kaydetti.

MECLİS TATİLİ VE “GÜNDEM OLAMADI” ELEŞTİRİSİ

Bütçe sürecinde beklenen sertliğin oluşmadığını belirten Çeler, meclisin yılbaşına kadar iki haftalık tatil yapmasının bile toplumda gündem olamadığını söyledi. Çeler, Meclis iki hafta tatil verdi kendine yılbaşından sonraya kadar ve bu toplumda gündem olamadı” ifadelerini kullandı.

TDP’NİN ÇÖZÜM BAŞLIKLARI: TRAFİK, EĞİTİM, SAĞLIK, EKONOMİ

Ülkedeki sorunların konuşulup durduğunu ancak sonuç alınamadığını belirten Çeler, TDP’nin ise çözüm önerileriyle hazırlandığını söyledi. Trafikte “Vizyon 0” yaklaşımını 2017’den beri dile getirdiklerini belirten Çeler, trafik komitesi ve uzmanlarla yıllardır hazırlanan projenin bir “kalite programına” sokulduğunu ifade etti.

Eğitimde fırsat eşitliğine dayalı bir sistemin, ekonomik boyutlarıyla birlikte nasıl kurulabileceğine yönelik çalışmalar yaptıklarını belirten Çeler; teknik okulların artırılması, çocukların teknik alanlara yönlendirilmesi ve yerel iş gücü politikalarının güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Yabancı işçi sayısının ülkede gereğinden fazla noktaya ulaştığını söyleyen Çeler, yerel iş gücünü güçlendirerek “paranın içeride kalmasını” hedeflediklerini ifade etti.

Sağlık alanında ise güncellenmiş bir sağlık master planı, daha güçlü sağlık ocakları, bölgesel sağlık ocakları, aile hekimliği, ilaç temini ve Genel Sağlık Sigortası’nın hayata geçmesi gibi önerileri toplumun karşısına koyduklarını söyleyen Çeler, Ekonomi başlığında da doğru ve adil vergi toplama, şeffaf kullanım, vergilerin yalnızca kamu ödemelerine değil yatırım alanlarına da yönlendirilmesi ve sektörel bazda taban maaş belirlemesiyle asgari ücret tartışmalarının ortadan kalkması yönünde TDP çalışmalarını aktardı.

SEKTÖREL TABAN MAAŞ MODELİ: SİL BAŞTAN YAZMAK LAZIM

Çeler, sektörel bazda taban maaşın, Çalışma Bakanlığı bünyesinde işveren ve işçi temsilcilerinin bir araya gelerek belirleyeceği bir yöntem olduğunu söyledi. Turizm gibi sektörlerde yılın koşullarına göre ne işvereni batıracak ne de emekçiyi sömürecek bir dengenin kurulması gerektiğini belirten Çeler, başlangıç maaşının baremler ve tecrübeye göre artışlarla düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. “Maaş sistemini sil baştan yazmamız lazım” diyen Çeler, devletin de teşvik ve destek mekanizmalarıyla sektörlerin ayakta kalmasını sağlaması gerektiğini ifade etti.

ASGARİ ÜCRET SÜRECİ: OYALAYACAKLAR… ŞUBAT’A KALACAK

Çeler, asgari ücret artış sürecinin uzatılacağına yönelik öngörüsünü de paylaştı. Bir yayında “oyalayacaklar” dediğini belirten Çeler, itiraz süreleriyle birlikte kararın şubat ayına sarkabileceğini, bunun da toplumun karşısına “gecikmeli” çıkmak anlamına geleceğini söyledi.

“HAYAT KUZEYDE DAHA PAHALI; GÜNEY TERCİH EDİLİYOR

Çeler, birincil hedefin hayatı ucuzlatmak olduğunu vurgulayarak, girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve teşviklerin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Euro 50 lira olsa dahi güneyden alışverişin daha ucuz geldiğini belirten Çeler, bunu “çeşitlilik” bahanesiyle açıklamaya çalışmanın doğru olmadığını ifade etti. Güneyde market ve restoran fiyatlarının daha uygun olmasının kuzeyden güneye alışverişi artırdığını söyleyen Çeler, bunun toplumda “güneye geçebilenlerle geçemeyenler” şeklinde bir ayrım duygusu yarattığını ve huzursuzluk oluşturduğunu dile getirdi.

ÜRETİM, TARIM VE SU YÖNETİMİ VURGUSU

Hayatı ucuzlatmanın yolunun üretkenlik ve doğru teşviklerden geçtiğini belirten Çeler, hayvan yemi ve soya fasulyesi örneği üzerinden ithalata ödenen yüksek bedellere dikkat çekti. Sulak araziler ve suyun doğru yönetilmesi gerektiğini ifade eden Çeler, çevre ve altyapı konularında bilim insanlarının dinlenmediğini, göletlerin temizlenmemesi ve dere yataklarıyla ilgili doğru çalışmaların yapılmamasının sel baskınlarına yol açtığını söyledi. Yağmur suyunu tutma ve yönlendirme kültürünün yeniden hatırlanması gerektiğini belirten Çeler, bu alanlarda ‘umursamaz’ bir yönetim anlayışına dönüldüğünü ifade etti.

TURİZM VE EKONOMİK CANLILIK: DEMEK Kİ OLABİLİYOR

Çeler, doğru adımlar atıldığında güneyden gelen turistin kuzeye geçerek burada konaklayıp harcama yapabileceğini, bunun da ekonomiye canlılık kazandıracağını söyledi. Üç yıl önce güneyden kuzeye gelişlerin daha fazla olduğunu hatırlatan Çeler, “Demek ki olabiliyor” diyerek doğru tespit ve teşviklerle bunun yeniden sağlanabileceğini ifade etti.

KAMU REFORMU, VERİMLİLİK VE “ENKAZ” VURGUSU

Kamu reformunun gerekli olduğunu belirten Çeler, reform gerçekleşene kadar da kamunun verimliliğini artırmaya yönelik tecrübeleri olduğunu söyledi. Kendi bakanlık döneminde performans artışı sağlandığını ve bakanlığın toplumda olumlu anıldığını ifade eden Çeler, bürokratik engellerin kaldırılması, teknolojinin yaygınlaştırılması ve vatandaşın hizmete daha hızlı erişebilmesinin mümkün olduğunu kaydetti.

Çeler, en büyük enkazın psikolojik ve duygusal alanda yaratılan enkaz olduğunu, bunun yanında ekonomik ve mali enkazın da bulunduğunu belirtti. Mali enkazın aşılması için doğru kemer sıkma, hayatı ucuzlatma, adil vergi toplama ve girdi maliyetlerini düşürme adımlarını sıraladı.

YOLSUZLUK İDDİALARI: KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMADAN GEREĞİNİ YAPACAĞIZ

TDP’nin tavrının net olduğunu vurgulayan Çeler, göreve geldiklerinde adı geçen ve kendilerine bildirilen, araştırmalar sonucu ortaya çıkan tüm yolsuzluklarla ilgili kimsenin gözünün yaşına bakmadan üzerlerine düşeni yapacaklarını söyledi. Çeler, suskunluğun sebebini kişisel çıkarlar, iş birlikleri ve endişeler olarak nitelendirirken, korktuklarını ve işin içinde kendileri de olabileceğini ifade etti.

KIBRIS MESELESİ, DİPLOMASİ VE ULUSLARARASI GÖRÜNÜRLÜK

Çeler, Kıbrıs’ta çözümden yana bir parti olduklarını vurgulayarak, çözüme giden yolda adanın kuzeyinde güçlü bir Kıbrıslı Türk toplumu yaratılması gerektiğini söyledi. Eğitim, sağlık, sanayi, ticaret gibi alanlarda güçlenmenin olası bir anlaşma sürecinde toplumun korkularını azaltacağını belirten Çeler, ulusal sermaye ve yerel iş gücünün güçlendirilmesini “elzem” olarak nitelendirdi.

Rum lider Nikos Hristodulidis’in seçim ve koltuk hesabıyla sağ-milliyetçi kesimlere şov yaptığını söyleyen Çeler, İsrail’le yapılan iş birliklerinin adanın bütününü tehlikeye sokabileceğini söyledi. Bu noktada diplomasinin nasıl kullanıldığı sorusunu gündeme getiren Çeler, 1960 Anayasası’nın tanıdığı hakları da kullanarak dünyaya daha güçlü seslenilmesi gerektiğini belirtti. Avrupa Birliği dönem başkanlığı sürecine işaret eden Çeler, dijital görünürlük ve uzmanların katkısıyla tanıtım ve diplomasi kapasitesinin artırılabileceğini ifade etti.

“ANLATMAK YETMEZ, SEFERBERLİK ŞART”

Çeler, yalnızca anlatmanın yeterli olmadığını, eylem gerekiyorsa eylem yapılabileceğini söyledi. “Tek başımıza Don Kişot gibi biz mi yürümek zorundayız? Toplum bütünlük gösterecek. Bir seferberlik yapmak zorundayız” diyen Çeler, hem hükümeti götürmek hem de sonrasında “toplum seferberliği” başlatarak enkazı kaldırıp yaşanabilir bir Kıbrıs yaratmak için mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.

“YAKIN GEÇMİŞİ UNUTMAYIN” ÇAĞRISI

Çeler, toplumun “yakın geçmişi” de hatırlaması gerektiğini vurgulayarak, “Bize bugün bunları yaşatanlar yarın daha neleri yaşatırlar?” dedi. Sandığa giderken bu yaşananların unutulmaması gerektiğini belirten Çeler, siyasete yön verirken bunun dikkate alınmasını istedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ VE “UMUT VERİCİ” TABLO

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya çıkan ortaklaşma ve iş birliğinin sonuç vermesinin TDP için umut verici olduğunu kaydeden Çeler, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın toplum tarafından ciddi bir oranla seçilmesini “umut verici bir şey” olarak nitelendirdi. Çeler, hem Kıbrıs konusunda hem de Kıbrıslı Türklerin temsiliyeti açısından Cumhurbaşkanı makamında bulunacak kişinin hukuktan anlayan, toplumu dinleyen, önüne gelen her şeyi imzalamayan ve hukuksal gereğini yerine getiren biri olmasının önemli olduğunu söyledi.

Çeler, toplumun istediğinde seçebileceğini gösterdiğini, geçmişte yaşananları kötü düşüncelerle sürekli akılda tutarak bir yere varılamayacağını anlayıp iş birliğine açık olduklarını gösterdiklerini ve bunun sonucunu ciddi bir rakamla almanın önemli olduğunu ifade etti. “Birbirimize bir şeyler öğretmeyi başardık” diyen Çeler, bunun seçimler ve siyaset açısından önemli bir unsur olduğunu vurguladı.

YENİ YIL MESAJI VE TDP’NİN HEDEFİ

Çeler, TDP olarak 2026 yılında toplumun kendini yenileyeceği, halkın siyasette daha fazla söz sahibi olacağı bir dönem olarak gördüklerini söyledi. Eğitimde fırsat eşitliği, sağlıkta kaliteli standart, güvenli yollar, iklim krizine karşı bilim insanlarıyla çalışma ve daha sürdürülebilir bir çevre hedeflerini sıralayan Çeler, daha verimli ve insan odaklı bir yönetim sistemi kurmak zorunda olduklarını ifade etti.

TDP’nin mecliste olmamasının eksikliğinin hissedildiğini söyleyen Çeler, geçmişte hükümette oldukları dönemin icraatlarının hala hatırlandığını belirtti. Siyaseti makam için değil topluma hizmet için yaptıklarını vurgulayan Çeler, değişimin sandıklarda mümkün olduğunu söyledi. Çeler, motivasyonlarının “ülke sevgisi” olduğunu ifade ederek, TDP’nin herkesi kucaklayan ve doğrunun peşini bırakmayan bir parti olduğunu söyledi; toplumun da TDP’ye sahip çıkması halinde bunun karşılığını hizmetle göstereceklerini kaydetti. “Her şey halkın elindedir. Güç de halkın elindedir. Biz sadece onun o gücünü kullanmasındaki aracıyız” diyen Çeler, yeni yıl için sağlık, huzur, mutluluk ve barış dileyerek sözlerini tamamladı.

 

 

#Çeler