Ozan Çoli

Karne dönemleri, öğrenciler üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkilere sahiptir. Başarı durumlarına göre öğrencilerde motivasyon artışı veya düşüşü, özgüven eksikliği, kaygı ve stres gibi duygusal tepkilere sebep olabilir.

Çevremize baktığımızda sorunları çözümsüz kalan, mutsuz, bezgin ve yorgun ayni zamanda da kızgın insanlar topluluğu haline gelmiş bir toplum görüyoruz.

Öğrenci taşımacılığında ders alınacak bir hafta geçirdik. Önce Girne yolunda bir okul otobüsünün yanması haberi ile irkildik, sonrasında Yenierenköy-Dipkarpaz okul otobüsünün devrildiği haberi ile yüreğimiz ağzımıza geldi.

2025-2026 eğitim-öğretim dönemi çalışmalarının en önemli ayağını oluşturan öğretmenlerin yer değiştirme ve nakil sürecinde, Eğitim Bakanı’nın cezalandırıcı tutumu, eğitimde yeniden kaosa yol açtı.

Meclis önünde yakılan ilk ateşle birlikte, hükümete sürenin başladığı ve ilgili tüzüğün hiçbir gerekçesinin bulunmadığı; toplumun ve partilerin tabanlarından gelen on binlerce insanın, demokratik, laik ve Atatürk ilke ve devrimleri çerçevesinde birleşerek, Toplumsal Varoluş Hareketi’ni sarsılmaz bir irade ile desteklediği ilan edilmiştir.

Sosyal medya üzerinden yapılan tartışmalar, toplumsal bir kutuplaşmaya neden olmakta; bu tüzüğü bir gece operasyonuyla toplumun gündemine sokan siyasiler ise adeta halkı bilinçli olarak provoke etmektedir.

Öğretmenlerimiz, toplum adına gerçek özgürlükler, çocuk hakları, kadın hakları, kültürel zenginliklerimiz ve çağdaş yaşam biçimimiz için aylardır mücadele vermektedir.

Bugün itibarıyla, içimizdeki “ötekiler” ve jurnalciler, dini baskılarını artırmış görünüyor.

Eğitimde dini konuların yaygınlaştırılması, ilahiyat okullarının artırılması, kitapların yavaş yavaş çocuklardan başlayarak tüm toplumu dönüştürmesi konuları, ülkemizde bilinmedik konular değildir.

2024 – 2025 Eğitim ve Öğretim yılının 2’inci dönemi, 17 Şubat Pazartesi günü 55 bin öğrenci ve 5 bin civarında öğretmenin ders başı yapmasıyla sorunlar ve aksaklıklarla yeniden başladı.